Şehzade Osmanoğlu: Devlet sırrını ifşa etmenin cezası...

Şehzade Osmanoğlu: Devlet sırrını ifşa etmenin cezası idam'dı.

"O bir Osmanlı Şehzadesi, şehzade hikayeleri dedelerinin yaşamları ile büyütülmüş, Suriye'de Şam'da doğmuş ama tek amacı Türkiye'ye tekrar gelebilmek dedelerinin yaşadığı yerlere dokunabilmek o hatıraları yaşayabilmekti

03 Mayıs 2016 - 19:24


"O bir Osmanlı Şehzadesi, şehzade hikayeleri dedelerinin yaşamları ile büyütülmüş, Suriye'de Şam'da doğmuş ama tek amacı Türkiye'ye tekrar gelebilmek dedelerinin yaşadığı yerlere dokunabilmek o hatıraları yaşayabilmekti.

Çocukken anlatılanları bana anlatırken insanın duygulanmaması mükün değil, aslında bir prens'ti o, ama sarayın halısına dokununca yasak dokunmak diye cevap alan bir şehzade. Şehzade Orhan Osmanoğlu beni kendi adına yakışır Padişah cafe'ye davet ediyor çok kibar misafirperver tıpkı atalarından gördüğü gibi karşılıyor ve röportajımızı yapıyoruz."




Sultan Abdülhamid Han oğlu Şehzade Mehmed Selim efendi

Şehzade Mehmed Selim efendi oğlu Şehzade Abdülkerim efendi

Şehzade Abdülkerim Efendi oğlu Şehzade Dündar efendi

Şehzade Abdülkerim Efendi oğlu Şehzade Harun efendi

ve... Şehzade Harun efendi Oğlu

Şehzade Orhan Osmanoğlu

1963 Şam Suriye’de doğdu Türkiye’ye ilk olarak 1974 af kanunu ile birlikte ailesi ile birlikte vatan topraklarına geri döndü. 4 Sultan ve 1 Şehzade babasıdır. İstanbul'da ikamet etmekte.

 



Sizi doğduğunuz yaşadığınız Suriye'nin Şam kentine götürmek istiyorum. Şimdi hayal edin, biraz anlatın bize nasıl bir çocukluk yaşadınız oralarda nasıl bir yerde yaşıyordunuz?

 

Beşar Esad ile komşuyduk.

Biz eski bir mahallede ama oranın elit bir mahallesinde yaşıyorduk Muhacirin mahallesi diye geçiyordu. Şam'a giden bilir orada çok meşhur bir dağ var. İşte o dağın eteğinde barınmış bir kentti. Bu mahallede 2.cadde'de yaşıyorduk. Bizim bir alt caddede Beşar Esad'ın evi vardı. Yakındı evlerimiz. Bizim evimiz toprak ve tahta ile karışık iki katlı bir evdi. 1974'te ben Suriye Şam'dan evimizden ayrıldım. 1977 yılında babam evi satıp Türkiye'ye geldi. Mahallemiz çok güzel bir mahalle idi.

Bizim evde buzdolabı yoktu. Babam bozulacak şeyler olursa anneme verirdi. Komşu'ya verde buzdolabına koysun derdi. Biz o günlerde yaşadık. Babam mütevazi bir yüksek rütbeli devlet memuruydu. Çok zengin bir hayatımız yoktu. Ordunun gıda alım satımına bakıyordu.

Yirmi günde bir Beyrut'a giderdik. Orada sürgünde yaşayan akrabalarımızı görüp dönerdik. Sürgün yapıldığında ailenin çoğu Beyrut'a Nice'e gitti.

 

Diğer sultan torunları ile nasıl bir diyalogunuz vardı?

Şimdi ben çocuktum, çok şey konuşmazdık. Aile büyüklerinden duyduklarımızı hatırlıyorum özellikle babaannem anlatırdı onun söyledikleri ile büyüdük.

Dedelerinin sarayları var, biz saraylarda yaşardık derdi. Altın musluklar zenginlik içinde yaşardık derdi. Babaannem bunları anlatırken bana masal gibi gelirdi. Babaannem ne diyor derdim. Beni uyutmak için mi bunları anlatıyor diye düşünürdüm. Masal yatakta anlatılırdı ya. Bende o zaman babaanneme anlatsana babaanne bizim sarayları anlatsana derdim.

Kızlara beyaz atlı prens anlatılırdı, erkeklerede saraylar anlatılırdı ya bende öyle sanıyordum.

Ben okulda bunları anlattığımda soyadım dan dolayı biliniyorduk bazı hocalarımız tarafından. Çünkü soyadım Al-i Osman'dı. Okulda bunları anlatmam yasaklanmıştı.

 

Türkiye'ye döndüğünüzde neler hissettiniz?

Ben babama karşı gelmiştim o yaşlarda daha ben Türkiye'de okumak istiyorum demiştim. Türkiye'ye geldiğimizde halamdan beni dedemlerin saraylarına götürmesini istemiştim. Başladım sormaya altın muslukları varmı, altın kaplamalı arabalar babaannemin anlattıkları böyle olunca bende burada onları görme hayalini kurdum.

 

İlk saraya girdiğinizde ne hissettiniz?

Saraydaki bordo odayı çok beğenmiştim orayı istedim ama...

Saraya girdiğimde madem buralar bizim biz niye burada oturmuyoruz diye sormaya başladım, tabi bana bunu anlatamıyorlar. Cumhuriyet kuruldu işte dedelerin gitti diyorlar anlatıyorlar sürekli ama benim kafam bir türlü almıyor. Yok diyorum madem bizimdi buralar bana bu bordo odayı versinler, sarayda ki o odayı çok beğenmiştim. Halama dedim ki koltukları elliyorum elliyemezsiniz diyorlar nasıl yani hani buralar bizimdi. Sonra sarayın salonunun ortasına gittim orada oturdum halı o kadar hoşuma gittiki orada bağdaş kurdum. Görevli geldi yapamazsın kalk dedi, oturamazsın yasak denince, orada çok alındım.

 

Şehzade diyemi hitap ediyorlardı size çocukken?

Bir kesim vardı bize yakın olan aile yakınlarımızda onlar öyle diyorlardı, Şehzade'nin anlamını babama sorduğumda 'prens' olduğunu anlattı o zaman çok kabarıyordum ben prensim diye babaanneme fazla inanmaya başlamıştım.

 

Suriye 1973 yılında Hafız Esad bir darbeyle yönetimi ele alıyor, zalimce bir politika uyguluyor. Rusların dostu idi. Biz okulda iken Rusya'dan filmler gelirdi ve hep savaş filmleri gösterirlerdi. Rus yanlısı ozamandan beri vardı. Hafız Esad ölünce oğlu Esad geldi. Tabi bizde anne tarafı Suriyeli olunca bir sevgi ister istemez oluyor, Esad iyi şeyler yapıyor gibi geldi ozamanlar bize, maaşlara zam yaptı, Türkiye ile ilişkilere önem verdi. Ambargo uygulanınca Suriye'ye tek yanında olan devlet Türkiye oldu. Rusya bile durmadı. Ticari ilişkiler iyi gidiyordu Suriye ile. Bende Suriye'den mal getiriyordum. Suriye politikasında Türkiye çok şey yaptı. Davutoğlu kaç defa konuştu Esad ile kaç kez gitti Suriye'ye, bombalamayı durdurun dedi. En son Davutoğlu gidip döndüğünde Suriye'den Esad tankları ile Hama'ya girdi. Artık Beşar ile görüşülmeyeceği anlaşıldı.

 

Beşar Esad'ın bir de kardeşi var Mahir Esad...

Suriye'de Beşar Esad tek başına değil, onun kardeşi var Mahir askeri kuvvetlerinin başında, aile orayı yönetiyor. Eğer bizi indirirlerse korkuları var, öldürülme korkusu var ailenin. Beşar artık kukla bir lider oldu. Arkasında İran var, Rusya var. Suriye ortadoğudaki diğer ülkelere benzemez, Suriye kozmopolitik içinde değişik mezhepleri barındıran bir ülke, Rusya ve İran'ın kalesi.

Beşar Esad'ı kukla olarak tutuyorlar, sadece onun güvenliğini sağlıyorlar o kadar.



Kürtleri insan yerine koymuyorlar, kimlik bile vermemişlerdi...

Suriye'de çok üst rütbeli bir asker arkadaşım bir gün bana siz kürtlere çok yüz veriyorsunuz dedi, Suriye'de ki kürtler sizin oradakilere benzemez. 800bin kürte biz kimlik vermedik. Devlet işlerine sokmayız dedi. Kimlik verilmez.Suriyede fazla konuşamazsın çünkü ertesi gün kendini hapiste bulursun. Sadece Eyyübi ailesinden Osmanlı zamanında yerleşmiş ailelere kimlik verilmiş.

Suriye'de bunlar hareket ederse hepsini yok ederiz demişti bana o komutan, bu konuşma beni çok rahatsız etmişti. Aradan uzun zaman geçti. Bugün Beşar ile birlikte hareket etmeye başladılar, kimliklerini aldılar.

Şam'dan Akdeniz'e kadar olan alan önemli onlar için. Gerisine çok önem vermiyor.

Suriye'de öyle bir silahlanma yoktu. Yemen gibi değildi yani, bunları bir düşünmek lazım bu silahlar nasıl geldi Suriye'ye. Işid'in çıkmasında başka devletlerin elinin olduğu apaçık ortada.

 

 

PKK bitirdikleri an Alevilik meselesini çıkaracaklar...

Suriye'de yaşanan kaos savaş Türkiye'ye sıçraması için bütün hedef bu aslında. Türkiye'yi nasıl yıpratabiliriz, sağ sol olayları, laiklik din konuları bitti, şimdi ne var gündemde, pkk'yı bitirdiğinizde alevilik konusunu ateşleyecekler. Alevi kardeşlerimizin çok uyanık olması lazım. Özellikle onlardan bunu rica ediyorum. Çok akıllı olmaları lazım, alevi liderlerine çok iş düşüyor, halkı uyarmaları lazım bu oyuna gelmemeleri lazım.

 

Sultan Vahdettin'in hain olduğu söylenmesi bana Üniversite hocası karşıma geçip deden hain diyor. Sultan Vahdettin'in hayatını okusa onun hain olup olmadığını öğrenirler.

 

Şu söze çok kızıyorum...'Siz Türk değilsiniz'

Analarınız Rus soyunuz karışmış, bunu diyen acaba şöyle bir dört nesil geri gitse kendisinin ne olduğunuda görecek. Bir ermeniye bir museviye, biz ruma gidebilir soyumuz. Musevi değiliz ki onlarda kadın önemli biliyorsunuz, müslümanlıkta bu yok mesela. Bu suçlamalara çok kızıyorum, buna cevap vermiyorum.

 

Osmanlı İmparatorluğunda Sultanlar arasında en sevdiğiniz kimdir?

Hürrem Sultan'a çok önem veririm, çok değerlidir. Hayırsever bir sultandı. Dizide anlatıldığı gibi değildi. Kösem Sultan öyle, Adile Sultan öyle hepsi çok hayırsever sultanlardı.

Osmanlı Devletinde kadının yeri çok önemliydi. Eğitim alıyorlar, lisan biliyorlar kaç dil konuşuyorlar, yaptıkları hayırlar var. Hala günümüze kadar hayırları gelmiş.



Padişahlar arasında birinci sıralama kime verirdiniz?

Osman Gazi'nin çadır hayatından çıkıp Osmanlıyı kurması Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethi çok önemlidir. Padişahlar arasında en kültürlü en çok lisan bilendir, sekiz dil bilir.

Askeri deha Yavuz Sultan Selim'dir. Sekiz sene içinde Osmanlı imparatorluğunu 4'e katlıyor. 2.Mahmut'un Yeniçeriliği kaldırması bunları çok önemli olmuştur.

Kanuni Sultan Süleyman'ın kanunları ve Avrupa'yı feth etmesi çok önemlidir.

2.Beyazıt'ı da severim ben pek savaş yanlısı biri değildi. Müthiş hoşgörülü bir padişah'tı. Nitekim de İspanya kralı yahudileri kesiyordu. Gemilerini göndertip yahudileri kurtarmıştır. Selanik'e yerleştirmiştir. Bugün bunu yapamazsın. Ayırmamış yani din, dil, mezhep Osmanlı Devleti. Bu Osman Gazi'nin kurduğu bir sistemdir. En yakın arkadaşı hristiyandı. Bir kere bile ona müslüman ol dememiş. Devlete ne verebilir ona bakmış. Ermeniler Osmanlı Devletinin en sadık vatandaşları idi. Osmanlı Devletinde ayırım yoktu. O zamanki Ermenileri aynı Kürtlere benzetiyorum. Kürtlerin içindede yüzde beş belki kendini bilmez çıkıyor.

Abdülhamit tabiki benim en beğendiğim padişahlardan biridir. Hakkaten Osmanlı yıkılmak üzereyken hasta adam diyorlardı, tam o arada çıkıp dünyaya meydan okuyor.

 

Başkanlık sistemine nasıl bakıyorsunuz?

Çok iyi bakıyorum, zaten vardı başkanlık sistemi, Mustafa Kemal Atatürk başkan değilmiydi. Bence olmalı. Biz millet olarak başımızda her zaman bir lider ararız. Seversin sevmezsin ama gerekli. Ama biz Amerika yada Fransız sistemini getirmemeliyiz buna ben karşı çıkarım. Biz kendimiz çıkaramıyormuyuz. Biz kendi sistemimizi yapalım. Bunu destekliyorum. Başkanlık sistemi Allahın izniyle Türkiye'ye gelecek.

 

Kemal Kılıçdaroğlu iyi bir lidermi?

Hayır liderlik görmüyorum. CHP söylemleri birbirini tutmuyor. Ben Deniz BAYKAL'ı çok tebrik ediyorum, onun duruşu CHP'ye çok yakışır biri. Tam bir devlet adamı, Kılıçdaroğlu'nun daha çok devlet ile birlik olması gerekli özellikle terör olaylarına ve Türkiye konu olan her konuda.

 

Can Dündar'ın tutukluluk yaşaması ve davanın devam etmesi konusuna nasıl bakıyorsunuz?

 

Devlet sırrını ifşa edenin cezası idam'dı...

Can Dündar ile en son bir telefon konuşmamız olmuştu 2006'da benimle tanışmak istediğini söylemiş, Dolmabahçe sarayında bir toplantı yapmıştık, hanedan ailesi ile birlikte. O toplantıya katılabilirsem sizinle tanışmak isterim demişti. Çok efendi kültürlü, hatta Atatürk filmi yaptığında çok eleştiri almıştı, o zaman Atatürk taraftarları tarafından çok yerden yere vurmuştu. Şimdi aynı çevreler onu koruyor. Şimdi saygılı birisi Can Dündar ama kimin tarafından bunu yaptıysa bilmiyorum artık, ama devlet sırrı ifşa eden Osmanlı zamanında cezası idamdı. Tabi şimdi böyle bir şey yok. Yine söylüyorum kendisi kültürlü saygıdeğer biriydi ama niye bunu ifşa ediyor ben onu anlamadım.

Bu haber 434 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Tabiatın Hediyesi Mermer ve Patlatma Taş ile Evlerinize Şıklık Katın!
Tabiatın Hediyesi Mermer ve Patlatma Taş ile Evlerinize Şıklık...
Ev Aletlerini Verimli Kullanma Rehberi
Ev Aletlerini Verimli Kullanma Rehberi