Egitisim Kariyer Enstitüsü bünyesinde "Bütünleşik Pazarlama" dersleri veren, Reklam ve Kurumsal İletişim Profesyoneli, Lider Kadın Yönetici Sevgili Zeynep Kantarcı ile 22 yılı aşkın kariyer basamaklarını nasıl çıktığını ve hayatı yakalayan bir kadın olmanın yollarını konuştuk.. Pazartesi akşamınızın ışığı olması dileğiyle.
Türkiye’de iş hayatında başarılı bir kadın olarak gerek iş gerekse de sosyal hayatta kadının konumunu nasıl yorumluyorsunuz?
1992 yılında iş hayatıma reklamcı olarak başladım. Sosyoloji ve ekonomi eğitimimden sonra işi önce merak eden, sonrasında bana en uygun olarak gördüğüm meslek olarak seçmem fazla uzun sürmedi. Alaylı olarak başladım ancak çok iyi ekiplerde deneyimleyerek ve tabii ki hep merak ederek, araştırarak bugünlere geldim.
O yıllardan bu yıllara kadın yöneticilerin belli sektörlerde, bankacılık gibi, eğitim gibi, sıkışıp kalmışlıktan sıyrılıp, şimdi hemen hemen tüm sektörlerde yaygınlaştığını görmek elbette çok sevindirici. Uzun zamandır müşteri toplantılarında kadın yöneticilerle karar vermek gelecek için beni ümitlendiriyor.
Medya sektöründe yer almak sadece mesai saatleri içerisinde var olmanıza izin vermez. Bazen iş ilişkileri, toplantılar sosyal hayatta da devam eder. Dolayısıyla biz reklamcı-medyacıların sadece iş odaklı değil ama aynı zamanda “haberdar” olması için de sosyal hayattan kopmak mümkün değil. Sanırım iş ve özelin en çok bir birine karıştığı sektörün içerisindeyim. Her hangi bir markaya hizmet verebilmek için “bilmek” çok önemli. Bu da algılarımızın sürekli açık, gözlemlerimizin devamlı olması demek.
Tüm bu hareketliliği yıllar içerisinde zamanı planlayarak sürdürüyorum ve görüyorum ki kadın popülasyonu her geçen gün artıyor. Hem güncel, hem şık kalabilmek günümüz kadınının üstesinden çok rahat gelebildiği bir olgu artık.
Genç iş kadınlarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Meslek seçimleri ne olursa olsun, tek boyutlu kalmamalarını öneriyorum. İşlerini geliştirmek için kendi literatürlerini mutlaka takip etsinler. Okusunlar, kitap gidemeyeceğiniz dünyaları önünüze serdiği gibi, kelime dağarcığınızı da artırır. Görgülü olmak, iş ahlaklı olmak, ileride yönetici olduğunuzda daha adaletli davranmanızı sağlayacaktır. Mutlaka yabancı dil öğrenin. Okuyacağınız kitabı o dilde satın alın, zorlayın. Dünyayı anlamanız, ulaşmanız için bu gerekli. Bilmediğiniz konuda ahkam kesmeyin ama not alın öğrenin. Daima yazılı not tutun, ajandalarınızı saklayın, atmayın. Şu an ajandalarım yardımıyla tüm iş hayat hikayemi yazabilirim.
Oturacağınız evi seçerken kriterleriniz neler olmuştur?
Ben şehir içi insanıyım. Çocukluğum, gençliği Erenköy’de geçti ve Bağdat Caddesi bölgesine yakın olmak isterim hep. Bir de deniz tutkum var ancak İstanbul’da Boğaz manzaralı ev bütçesine ulaşamadığımdan Adalar manzarası ile yetinmek durumunda kaldım. Hem ada vapurunun gelişini izleyebiliyorum hem de caddede kahve keyfi yapabiliyorum.
İstanbul’da oturmak için hangi semti ve Yatırım yapmak için hangi semti seçersiniz?
Oturmak için Bostancı sahil. Yatırım için ise bütçe sıkıntısı yoksa Caddebostan-Bostancı hattı, bütçe dar ise iç kısımlarda yeni oluşan uydu kentleri öneririm. Eminim çok kısa süre içerisinde o bölgeler de iyi prim yapacak, özellikle Anadolu yakası metro hatları üzeri.
Ev seçerken nelere dikkat edersiniz?
İyi ışık alması. Ara kat olması (ne zemin kat ne de en üst kat). Mutfağın ayrı bir birim olması, açık mutfak hiç bana göre değil. Zemin sağlamlığı, bina kalitesi tabii bunlar da İstanbul’un konumundan dolayı önemli. Bir de çok yüksek binaları sevmiyorum. Az kat, az daire sayısı en iyisi.
Ev satın alma kararında kadınların asıl karar mercii olduğunu düşünüyor musunuz?
Kesinlikle. Kadınlar mutfak, banyo bayılıyorlar. Ben onların yanında günlük yaşam alanının ferahlığına da önem veriyorum.
YORUMLAR