Sevgili Pınar Pişkin Pazar günü konuğumuzdu. Sevgili Pişkin 10 yılı aşkın başarılı kariyer serüvenine şu an Jumeirah Group / Jumeirah Hotels & Resorts Kurumsal İletişim ve Pazarlama Müdürü olarak devam ediyor. Çalıştığı her sektörde yenilikçi ve vizyoner işlerin altında imzası olan Pişkin bizim için yanıtladı. Satırlarımızda.
Türkiye’de iş hayatında başarılı bir kadın olarak gerek iş gerekse de sosyal hayatta kadının konumunu nasıl yorumluyorsunuz?
Kadın toplumun yarısıdır, diğer yarısını da yetiştirir. Türkiye’de kadın için “eşitlik” hala bir özlem. Kadının maddi bağımsızlığını kazanması, kendi ayakları üzerinde durması, anne olması, bilim kadını olması, emekçi kadın olması hangi statüde olursa olsun kadın olması ne yazık ki güvende olmaması, emeğinin sömürmesi için bir neden. Kadının sorumlulukları çok fazla, omuzlarında taşıdığı yük hep fazla. Çünkü kadın yaşı kaç olursa olsun erkeği sırtlanıyor. Kadın geldiği yere saygınlığı, düzeni, nezaketi getirir. Kadının kendine ait prensipleri olmalı, ahlaki ve etik değerleri olmalı, kadın kendi üzerinde çalışmalı ve kendisini kalabalıktan ayırabilmeli, herkesleşmemek için mücadele etmeli, kalıplara sokulmaya razı olmamalı.
Genç iş kadınlarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Tavsiye demeyelim de çünkü herkes kendi deneyimi ile öğreniyor, tavsiyeler, öneriler, kendi deneyimlerini anlatıp faydalanmalarını beklemek kimseye fayda getirmiyor. Genç iş kadınları kendilerine duydukları güven ve bilgileri ile kısa süre içinde kariyer basamaklarını hızlı bir şekilde çıkacaklar bundan hiç şüphe duymuyorum. Çalışma hayatında iş sorumluluğu küçük iş büyük iş ayrımı yapmaksızın çalışmayı gerektiriyor, iş tanımım bunu kapsıyor bunu kapsamıyor diye üzerimizden iş atamayız çünkü sepetimize koyduğumuz her yumurta günün birinde işe yarıyor. Nacizane ricam konuşurken de yazarken de dili doğru şekilde kullanmaya özen göstermeleridir. Bizler dil ile yaratıyoruz, güzel konuşup güzel yazmalıyız ki güzel bir gelecek inşa edebilelim. Diğer yandan işe odaklanmanın en kestirme yolu başkalarının ne yaptığıyla değil iş için neyin gerekli olduğu ile ilgilenmektir diye düşünüyorum. En büyük lüks zaman, zamanımızı boş konuşmalarla ve gereksiz işlerle harcamayalım değil mi?
Oturacağınız evi seçerken kriterleriniz neler olmuştur?
Lokasyon, ulaşım kolaylığı, oda sayısı, depreme dayanıklılığı, yaşı, komşular, en yakın markete uzaklık, sosyal tesisler gibi pek çok kriter ev seçiminde rol oynuyor.
İstanbul’da oturmak için hangi semti ve yatırım yapmak için hangi semti seçersiniz?
Son 6 aydır İstanbul dışında çalışıyor ve yaşıyor olsam da İstanbul’da doğdum, Erenköy Kız Lisesi’ni ve sonra Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirdim. İkamet adresim hep Anadolu yakası oldu, Şaşkınbakkal’dan sonra yıllardır Göztepe’de oturuyorum. Bir süre Ataşehir’de yaşamaya çalıştım ama özellikle ulaşım konusunda çok zorlandığımı itiraf etmeliyim. Anadolu yakasında yaşayıp, Boğaz’a yakın planda çalışmayı tercih edenlerdenim ben. Hem plazalarda hem de çok şık ofislerde çalıştığım için şanslıyım. İstanbul’u İstanbul gibi yaşamak adına oturmak için ulaşım kolaylığı açısından Göztepe, Acıbadem, Akaretler, Valideçeşme, Bebek tercih ettiğim semtler olur. Yatırım için kalbim Balat’tan yana ama akıllı ev projelerini de çekici buluyorum. Toya’nın Basın Ekspres, ve Metsan’ın Kartal projeleri ulaşım kolaylığı ve bir yeni bir yaşam biçimi sunmasından dolayı yatırım için düşünülebilir.
Ev seçerken nelere dikkat edersiniz?
Mutfak ve banyo kesinlikle geniş olmalı, bir evde gömme dolap ve portmantonun bulunmasının da artı değer olduğunu düşünüyorum, ayrıca kaçıncı katta yaşanırsa yaşansın evin dışa açılan bir alanı olmalı.
Ev satın alma kararında kadınların asıl karar mercii olduğunu düşünüyor musunuz?
Satın alma kararını kadınların ve hatta çocukların verdiğini düşünüyorum, aksini kim iddia edebilir?
YORUMLAR