Ankara Üniversitesi (Mülkiye) Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nü bitirdikten sonra Bilkent Üniversitesi’nde MBA yaptı. İş hayatının içinde tanıştığı “koçluk” kavramını hayatının her alanına taşımak ve başka birey ve kurumlara da tanıtmak amacıyla eğitimini bu konuda derinleştirdi.Eğitmen kimliği ile ağırlıklı olarak kobilerde kurumsallaşma, satış ve uluslararası satışta katma değer yaratma, yeni kanallar açma ve marka yaratma konularında çalışmakta, satış kadrolarına satış yönetimi, performans yönetimi, koçluk becerileri ve ekip yönetimi eğitimleri vermektedir. 'Mutluluk kulübünün' değerli yazarı ile sohbetimiz Cuma gününe umutla başlamanızı sağlayacak...
1. Türkiye’de iş hayatında başarılı bir kadın olarak gerek iş gerekse de sosyal hayatta kadının konumunu nasıl yorumluyorsunuz?
Ülkemizde çalışan kadının oranı oldukça düşük, çalışanların bir kısmı da kayıt dışı. Yani, çalışan kadına hala çok alışkın değiliz ülkece. Ancak ben profesyonel hayatım boyunca da şimdi bir girişimci ve işletmeci olarak da bunun dezavantajını yaşamadım. Bu hep büyükşehirlerde ve kurumsal yapılarla çalışmış olmakla da ilgili.
Sosyal hayatta ise bence durum biraz daha farklı. Kadınlar, iş hayatının içinde olamasalar bile sosyal hayatta biraz daha aktif olabiliyorlar. Ancak bu konuda da çok daha fazlasına ihtiyaç var. Özellikle de ev kadınlarının mutlaka sosyal hayata bir yerden dahil olması gerektiğini düşünüyorum. Sivil toplum kuruluşlarının ve gönüllü organizasyonların kadınlara, toplumun inşası için çok ama çok ihtiyaçları. Daha fazla kadın eli değmeli, topluma, eğitime, bilinçlenmeye ve yardımlaşmaya yönelik işlere.
2. Genç iş kadınlarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Kurumsal hayatın içinde deneyim kazanmanın ne demek olduğunu ancak oradan çıkınca anlayabiliyor insan. Orası başka bir dünya. Başka bir bakış. O kültürü alarak girişimci olmak da insanı bir adım önde başlatıyor. Dolayısıyla kurumsal hayattan öğrenebildiklerini öğrenip toplumdan ve sosyal hayattan da kopmadan çalışmaya devam etsinler. Ama çalışan herkese hep söylediğim gibi, dünyanın en önemli işini yapıyormuş gibi yapmak ve bir o kadar da ciddiye almamak, yaşam kalitesini düşürmesine izin vermemek gerek.
3. Oturacağınız evi seçerken kriterleriniz neler olmuştur?
Aydınlık ve güneşi almasını önemserim. Kesin ve net bir listem yok ama bende uyandırdığı duyguya bakarım. Sevmem önemli. Onun dışında kullanışlı olması, pratik olması, sakin bir yerde ama merkezlere yakın olmasını önemserim. Oto park konusu günümüzde çok önemli. İçinin ferah ve aydınlık olması ise şart.
4. İstanbul’da oturmak için hangi semti ve Yatırım yapmak için hangi semti seçersiniz?
Etiler'de oturuyorum 10 yılı geçti. Yatırım için İstanbul'da emlak her zaman kazandırıyor. Bazı yerler, özellikle yeni kurulan bölgeler daha fazla kazandırıyor.
5. Ev seçerken nelere dikkat edersiniz?
Dediğim gibi duygusu ve kolay alınıp satılması veya kira için ne kadar talep gördüğüne bakarım.
6. Ev satın alma kararında kadınların asıl karar mercii olduğunu düşünüyor musunuz?
Oturulacak ev için kadının tercihi olabilir, ama yatırım için genelde karar verici erkekler gibi geliyor bana. Ama kadın ve erkeğin çalıştığı durumlarda genellikle kadının iş yerinin eve yakınlığı önemli bir kriter oluyor diye gözlemliyorum.
YORUMLAR