Genç, vizyoner, iş hayatına erken atılmış, başarı merdivenlerini hızlı ama emin adımlarla tırmanmış Sevgili Melek Erol konuğumuzdu.. Kendisi ile Kadın iş ve sosyal hayattaki yerini konuştuk..
Türkiye’de iş hayatında başarılı bir kadın olarak gerek iş gerekse de sosyal hayatta kadının konumunu nasıl yorumluyorsunuz?
Rakamları pek çoğumuz sevmeyiz ama bu soruyu cevaplamak için öncelikle rakamlara bakalım isterseniz. Türkiye nüfusu 31 Aralık 2015 tarihi itibari ile 78 milyon 741 bin 53 kişi. Nüfusun yüzde 50,2’sini erkek, yüzde 49,8’ni ise kadınlar oluşturmaktadır. Nüfus yoğunluğu olarak eşit orana sahip olan kadınların iş dünyasındaki yeri maalesef eşdeğer oranda değil. İş gücüne katılımda kadınların oranı erkeklerin oranının üçte biri.
Yani Türkiye genelinde iş gücüne katılma oranı cinsiyet ve yaş gruplarına göre incelendiğinde, tüm yaş gruplarında erkeklerin iş gücüne katılma oranı (35-39 yaş grubunda) yüzde 95,4, kadınlarda ise (25-29 yaş grubunda) yüzde 38,3. Avrupa Birliği üyesi ve aday ülkeler arasında kadınların iş gücüne katılma oranının en düşük olduğu ülke Türkiye.
Konuyu kanunen ele aldığımızda eşit görünüyoruz. Fakat Dünya Ekonomik Forumu’nun 2015 yılı Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre kadın ve erkeğin iş hayatında eşit temsil edilebilmesi için 118 yıl gerekiyor. Rapora göre ülkemiz ise giderek geriliyor. 2014 yılında 142 ülke arasında 125.sırada yer alan Türkiye, 2015 yılında 145 ülke arasında 130. sırada yer alıyor. Ücret eşitliğinde ise 82. sırada. Yani Türkiye'de bir kadının kazandığı 1 ABD dolarına karşılık, aynı işi yapan bir erkek 2,56 ABD doları kazanıyor. Eşitiz diyebilmek için bu rakamları tekrar göz önüne getirmekte fayda sanırım.
Diğer yandan kadın iş hayatında aktif olurken, gelenekten gelen görevleri evde devam ediyor. Erkekler işlerine odaklanıp kariyerleri için yol alabiliyorken, kadınlar ev ve iş arasında bölünüyor. Bırakın sosyalleşmeyi kendileri için ayıracak vakitleri neredeyse kalmıyor. Hal böyle olunca çocuk sahibi olunduğunda veya maddi olarak ihtiyaç duyulmadığında iş hayatından ev hanımlığına geçiş yapılıyor.
Sonuç olarak eşitlik mümkün olmasa bile kadınlar oldukça gelişmiş ön sezgileri, uzlaşmacı ve katılımcı yapıları ile iş hayatında kesinlikle olmalı. Yapılan birçok araştırmada yönetiminde kadınlarında yer aldığı şirketlerin karlılığının daha sürekli olduğu görülüyor.
Genç iş kadınlarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Öncelikle içinde bulundukları imkanlar çerçevesince kesinlikle sevdikleri işi yapmalarını tavsiye ederim. Çünkü kadın ya da erkek fark etmez, insan sevdiği işi yapınca “iş” para kazanmak için katlanmak zorunda kalınan bir rutin olmaktan çıkıyor. Keyifli vakit geçirilen, sosyalleşilen, gelişme imkanı tanıyan bir ortam oluyor. Karşılarına çıkan olumsuzluklara karşı yılmadan yollarına devam etmeleri, meslekleri konusunda kendilerini geliştirmelerinin yanı sıra gündemi takip edip bilinçli olmalıdır. Bir diğer tavsiyem işlerinde sistemli ve programlı çalışarak ailelerine kaliteli zaman geçirmek için vakit ayırmalarıdır.
Oturacağınız evi seçerken kriterleriniz neler olmuştur? Ev seçerken nelere dikkat edersiniz?
Aktif iş hayatım devam ettiği sürece iş temposuna ayak uydurmak ve ulaşımda vakit kaybetmemek için şehir merkezine yakın, sosyal olanakları mevcut bir sitede yaşamayı tercih ederim.
İstanbul’da oturmak için hangi semti ve yatırım yapmak için hangi semti seçersiniz?
Ben doğma büyüme İzmirliyim. İş hayatıma burada başladım. Kısa süren Antalya tecrübesinin sonrasında da tekrar İzmir’e döndüm. Dolayısıyla sorunuza memleketimden cevap vereceğim. Oturmak için sahil şeridinde yer alan ve şehir merkezine yakın olan Karşıyaka veya Güzelyalı semtlerini tercih ederdim. Yatırım için ise her geçen gün hızlı bir şekilde gelişen ve değer kazanan Bayraklı semtini tercih ederdim.
Ev satın alma kararında kadınların asıl karar mercii olduğunu düşünüyor musunuz?
Karar mercii olarak ev konusunda kadınların ağırlığının daha fazla olduğunu düşünüyorum. Çünkü gerek ailenin gerekse evin her türlü düzenini sağlayan kadınlardır.
YORUMLAR