Gizem Önürmen Architects Kurucusu , genç, vizyoner ve başarılı kadın girşimci Gizem Önürmen ile keyifli sohbetimizde birbirinden değerli önerileri ile aydınlandık
Türkiye’de iş hayatında başarılı bir kadın olarak; gerek iş hayatı gerekse sosyal hayatta kadının konumunu nasıl yorumluyorsunuz?
Kadınların ekonomik ve kültürel iyileşmesiyle sosyal yaşamdaki yeri ve önemi gittikçe artıyor. Sosyal hayatın her alanında varlığı hissetirmede en büyük görev gene kadının kendisine düşüyor. Kadınlar ne kadar aktif olarak hayatın içine girerlerse o kadar bilinçlenip kendi kararlarını kendileri verebilir hale geliyor. Sosyal yapının kentte ve kırsalda farklı paydaşları var. Değer yargıları ve inançlar kimi zaman kadının sosyal hayatına müdahele etmek için sömürülebiliyor. Toplumsal cinsiyette dengelerin kurulması bir süreç ve hala alınması gereken çok yol olduğunu düşünüyorum.
2.Kadın ya da erkek iş hayatındaki herkes zorluklarla karşılaşıyor. Sizin bir kadın olarak karşılaştığınız sorunlar nelerdi?
Kadın olmanın artıları da var eksi yönleri de.Özellikle mimarlıkta tasarımlarınızı hayata geçirirken sıklıkla usta ve teknik elemanlarla birlikte çalışıyorsunuz. Herzaman olmasa da düşük eğitim düzeylerindeki insanların toplumsal düzeyde kadınları yeteri kadar ciddiye almadığını gözlemliyorum.
Benim genelde cinsiyetten çok yaşla alakalı bazı sıkıntılarım oluyor. Şöyle bir ön yargı var yaşınız karşı taraftan küçükse bir bildiğiniz olamaz. Oysaki tecrübe yaşla değil yaşanmışlıklarla alakalı bir konu. Tabii gün geçtikçe olası artı ve eksileri daha iyi görebilir hale geliyorsunuz ve büyüklerin birikimleri çok kıymetli ama bu herzaman sizden sektörel anlamda daha önde oldukları anlamına gelmiyor.
3.Genç iş kadınlarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Kendimde onlardan biri olarak tavsiyelere açığım. Çalıştığınız proje ne olursa olsun idealist yaklaşmanın ve kararlı olmanın yararlı olacağını düşünüyorum. Bizlerin en büyük sıkıntısı geri bildirim ve takip eksikliği sanırım. Tüketim toplumunun öğrettiği ‘seçenek çok üzerinde durma geç’ olgusu geri dönüp takip etmeye zaman tanımıyor.
4.Devletin kadın girişimcilere verdiği desteği yeterli buluyor musunuz?
Kadın girişimlere destek olmak isteyen kurumların sayıları son yıllarda giderek artıyor. Kadınlara en çok destek gene kadınlardan geliyor aslında. Devletin yaptığı yardımlardan daha çok kişinin haberdar olmasını ve bu imkanların arttırılmasını destekliyorum. Eğitim almış ve kendini geliştirebilen kadınların sosyal hayatları da geliştiği için bu fırsatlardan daha kolay haberdar oluyorlar. Fakat her ne kadar bilgi çağında yaşıyor olsak da ne yazıkki egitimsiz ev hanımlarının nitelikli bilgiye erişimi oldukça kısıtlı. Okuma ve yazması olsa bile bilgisayar/akıllı telefon kullanamayan bir kitle var. Türkiye'de İnternet ve sosyal medyadaki bilgi akışının erişemediği büyük bir kesim var. Bu bağlamda ilk önce kadınlara ulaşıp kendi başlarına fikir geliştirebileceklerini göstermek ve hayata katılımlarını arttırmak gerek diye düşünüyorum.
5.İş hayatındaki kadınların şikayetçi oldukları konulardan biri de kadın yöneticiler. Kadınların iş hayatında hemcinslerine zarar verdiği şeklinde bakış açısı mevcut. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
İnsanlar arası ilişkilerin dinamiklerini belirleyen etkenlerin başında duygular gelir. Kadınlar duyguları ön planda olan varlıklardır. Kurulu erkek egemen iş hayatında buna yer yok gözüyle bakılıyor. Ben iş ortamında kadınların, kadın gibi kurgulayarak oyun kurması gerektiğini düşünüyorum. Erkekler ve kadınlar mantalite olarak farklı yapıda. Sorunlara yaklaşırken ‘Erkek gibi kadın’ olarak degil ‘kadın eli değmiş gibi’ duyarlı çözümler üretmenin daha dogru olacağına inanıyorum. Bu sadece iş hayatında degil siyasette de geçerli. Sistemin ihtiyaç duyduğu şeylerden biri kolektif bakış açısı bana sorarsanız. Farklılık çeşitlilik doğurur.
Hem cinslerine zarar verme konusuna gelince, bunun bireylerin kişilikleriyle alakalı bir durum olduğunu düşünüyorum. Bunun sebebini ise egolarına, başarıya ulaşamama korkularına ve tatminsizliklerine bağlıyorum. Üstelik bunların zamanla aşılabilinecek konular olduğuna olduğuna inanıyorum. Gerektiğinde en büyük destek sizinle aynı yollardan geçmiş hem cinslerininiz tarafından gelebilir.
6.Gayrimenkul sektöründe kadın ve erkek bakış açıları arasındaki farklılıklar nelerdir?
Sadece Türkiye değil tüm dünyada gayrimenkul sektörüne kadınların katılımı oldukça sınırlı. Taşınmaz mülk alım satım ve inşaası finansal bir enstrüman ve karar mercileri çoğunlukla erkekler. Kadınların katılım eksikliği karar verme mekanizmalarında yer almıyor oluşlarından kaynaklanıyor.
Gayrimenkul danışmanlığı ve pazarlamasında ise daha çok kadını sahnede görüyoruz. Seçenekleri derinlemesine ve titizlikle inceleme, sunum ve ikna kuvvetleri erkeklere oranla daha yüksek.
7.Oturacağınız evi seçerken kriterleriniz neler olmuştur?
İlk kriter lokasyon yani mahalle ve çevrenin sağladığı olanaklar neler diye bakarım. ‘Ev alma komşu al’ diye bir söz var bununda çok etkili olduğunu düşünüyorum. Birlikte yaşadığınız insanların profili de çok önemli. Profil dediğimiz; çevrenizdekiler ile yaşantınızın birebir olarak size uymasından çok sanırım mümkün mertebe eğitim, konum ve olgunluk seviyesiyle alakalı. Daha sonra detaya inmeye başlıyorsunuz aydınlık mı, cephesi hani yöne bakıyor gibi birçok kriter ekleniyor.
8.Evinizi dekore ederken gözettiğiniz olmazsa olmazlar nelerdir?
Modern mimaride 'form follow function’ diye bir tanım var ( biçim işlevi takip eder). Yani dekorasyon sadece estetik amaçlı degildir bir fonksiyona sahiptir. Tasarım yaparken görsellik kadar kullanım kolaylığı sağlamasına da dikkat ediyorum.
Aydınlatma burda en önemli konulardan biri. Duvarlarda hareketlilik tasarladığım ve yaşadığım mekanlarda aradığım özellikler. Malzeme ve renk seçiminde özgür olmayı seviyorum. Yaşam alanlarını eşi olmayan tasarım ürünlerle kişiselleştirmeye özen gösteriyorum. Teknolojinin gelişmesiyle hayatımızı kolaylaştıran birçok akıllı ev sistemi de eklendi bunlarda konfor sağlarken yaşadığınız ortamı size özel hale getirmeye yardımcı oluyor.
9.Moda gelir geçer. Sizin evinizde her daim görmekten hoşlandığınız parçalar, taşındığınız her eve götürdüğünüz eşyalar nelerdir?
Ayna ve deri koltuk ilk aklıma gelen eşyalar. Klasik parçaların modanın rüzgarında savrulmadığını düşünüyorum. Manevi değeri olan aile yadigari birkaç parça eşya eve anlam katıyor.Genelde yeni yerlere taşınırken yanıma aldığım eşyalar küçük ve kolay taşınabilir parçalar oluyor.
10.İstanbul’da oturmak için hangi semti ve neden seçersiniz? Yatırım yapmak için hangi semti seçersiniz?
İstanbul dünyanın sayılı merkezlerinden biri, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış durmadan büyüyüp gelişiyor son yıllardaki büyüme hızı iç göçün yanı sıra dış göçünde eklenmesiyle takip edilemeyecek bir hızla arttı. Öte yandan deprem yönetmeliğinden sonra takip edilemez bir kentsel dönüşüm furyasına kapıldı, semtlerin yüzleri ve kullanıcıları doğal sürecin dışında değişiyor. Bu yüzden yatırım konusunda semtten çok projeye bakarım. Oturmak için ise Kuzguncuk oldukça sıcak ve samimi bir yer.
11.Son dönem modern yaşam alanlarında sizce kadınlar ve çocuklar için neler projelere neler dahil olmalı?
Son dönemlerde bazı projelerde uygulanmaya başlamış ve çok daha yaygın bir şekilde geliştirimesi gereken özellikle çocuklu kadınların ihtiyaç duyduğu bazı mekanlar var. Mesela çocuk emzirme odası. Bu alanın eksikliği annenin çocuğunu emzirdiği süre boyunca sosyalleşmesini kısıtlayan bir faktör.
Özellikle açık alanlardaki aydınlatmalar başta kadınların sonrasında bütün site sakinlerinin güvenliği açısından önemli.
İlave olarak, Kadınların çocuk ve yaşlılarla daha sık seyahat ettikleri için otopark alanlarında daha geniş araç park yerleri ayrılması uygulanan bir sistem. Böylece bebek arabasıyla, market poşetleriyle yada yaşlı birini arabaya indirip bindirmek için yeterli alana sahip olunabilinir.
12.Yaşamınızda bir kadın olarak evde zamanı en çok siz geçiriyorsunuz bu sebeple evde ve site yaşamında nasıl bir konfor ve kolaylıklar olsaydı tercihlerinizi daha rahat yapardınız?
Kadınlar dönemsel olarak (doğum öncesi ve sonrası gibi) evde daha çok vakit geçiriyor olabilir ama aslında yeni dünya düzeninde eşit olarak çalışan eşlerin evde geçirdikleri sürede aynı. Bence burda hala tam oturmamış bir durum söz konusu bu da çalışan kadının üstündeki yük. Yani eve ait temizlik, yemek gibi sorumluluklar hala kadının görev kapsamı içinde. Avrupa'da bu durum neredeyse aşılmış durumda. Konfor anlamında cinsiyetler arası çok farklı beklentiler olduğunu sanmıyorum. Eğlence anlayışına ve ilgi alanlarına bağlı olarak ortak kullanım sahalarında düzenlemeye gidilebilinir. Tabi söyle bir fark var kadın ve erkeklerin eve bakış açıları. Yapılan araştırmalarda kadınlar için ev; sıcak bir yuva, can ve mal güvenliğini koruyan özel bir mekan iken erkenler için ev; huzur bulmak , dinlenmek ve oturup tv izlemek için üstü kapalı bir mekan.
13.Ev satın alma kararında bir kadın olarak etkili olduğunuzu düşünüyor musunuz?
Satın alma konusu ekonomik kriterlerle alakalı bir konu tabiki seçim yaparken alınan evi kullanıcak olan bütün bireylerin fikrinin alınması gerekiyor buna sadece kadınlar değil çocuklarda dahil.
YORUMLAR