"Oyuncu hem de tangonun anavatanı Arjantin’de… Diego Armando Maradona yıllar önce odasının duvarında fotoğrafına bakmakla yetinirken, şimdi bir araya gelip yemek yemiş.. Türkiye’de üç sezon süren ve 2009’da ekranlara veda eden ‘Binbir Gece’ dizisinin Ali Kemal’i olarak bilinen Ergün Demir Arjantin’den bir proje için Türkiye’ye geldiğinde onunla Vezneciler’de muhteşem bir taş mekanda buluşup konuştuk."
Neşe BERBER
15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili ne düşünüyorsunuz...Siz Arjantindemiydiniz.
15 Temmuzda acaip öfkelendim, çok korktum. Türkiye için, annem, ailem ve sizler için çok korktum. Ben Arjantin’deydim. Haberi duyar duymaz ne yapacağımı bilemedim. Arjantin televizyonunda şunları söyledim şimdi sanada söyleyeceğim. Halkın demokrasiye sahip çıkması beni çok sevindirdi. Yani sizi yönetenleri istemiyorsanız bunun yolu sandıktan geçer. Seçilmiş hükumete darbe yapmayı asla ve asla kabul edemem.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçildiğinde çok mutlu olmuştum. 2002 ben 32 yaşındaydım. Ben Fransa’da sanatımı icra ediyordum.
Bu darbe girişiminin bir oyun olduğunu düşünüyoruz sizce ne diye sordu Arjantin basını. Bende bunun gerçekten bir darbe girişimi olduğunu anlattım. Bu fikirlerini kabul edemeyeceğimi söyledim. Böyle bir şey olamaz, bu kadar insan öldü. Tankların üzerindeki insanların fotoğraflarını yayınladım. Cumhurbaşkanımızın bunu yapmayacağını anlattım, onların fikirleri böyle idi...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçildiğinde çok mutlu olmuştum. 2002 ben 32 yaşındaydım. Ben Fransa’da sanatımı icra ediyordum.
1989 yılında bir Çinli gencin tankın önünde durmuştu, o görüntüyü izlemekten gözlerim ağrımıştı. Bizde darbelerden çok çekmiş bir ülke olarak artık yeter dedik. Ben bir demokrasi askeriyim.
Cumhurbaşkanı beni karşıladı. Bana arjantin’de tv program yapmam için teklif yaptılar, bana nerede programı çekmek istersin diye sordular, bende Türkiye yani ülkemde cevabını verdim.
Mutlu değilim ülkemden ayrı yaşadığım için.
Tabiki Nazım Hikmet değilim, ülkeme dönebilirim ama bütün bu Arjantin’de yaptıklarımı keşke ülkemde yapabilseydim.
Annem hergün soruyor oğlum ne zaman döneceksin…
Arjantin Türkiye’ye çok benziyor, ekonomik olarak kafasını dik tutmaya çalışıyor, dört tane darbe görmüş bir ülke
Bir gece sokakta yatmaya karar verdim…Çorba dağıtmaya başladık. Sokaklarda sosyal sorumluluk projeleri yaptık. Çok seviyorlar beni
Türkiye ile ıskalanmış bir randevum var. Niyetim karşılaşmaktı. Henüz karşılaşamadık.
En büyük hayalim Türkiye’de bir film ile Oscar almak.
Hayalimden vazgeçmek istemiyorum. Tekrar Türkiye’de mesleğimi yapmak istiyorum.
Deli gibi işimi seviyorum. Tekrar bir randevu ile buluşacağıma inanıyorum kendi ülkemde.
Derya Alabora bir gün bana dediki ‘Ergün sen şivenden kaybettin’ …
Şimdi ben İspanyolcamın çok iyi olduğunumu düşünüyorsun? Arjantin’de benim İspanyolcamın şiveli olmasını kullanıyorlar yani. Fransa’da en büyük oyuncular hep başka ülkelerden. Önemli olan duyguyu verebilmek. gaste.tv
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenmek istiyorum….Benim ne paraya ne makama ihtiyacım var Arjantin’de istediğim bakanla istediğim anda görüşüyorum. Türkiye’nin elçisi olmaya hazırım. Vatanım için beni kullansınlar, ben hazırım
Arjantin’de attığınız her adım olay, söylediğiniz her cümle, sosyal medyada yazdığınız her ileti haber oluyorken Türkiye’de başarınızın, yaptıklarınızın çok fazla duyulmaması - duyurulmaması ne gibi düşünceleri körüklüyor zihninizde?
‘Kimse kendi toprağında peygamber olamaz’ diye bir atasözü var. Benim durumum bu sanırım. Bir de bunu hep söylüyorum; Türkiye’deki emeğimin karşılığını gerçekten alamamış olmam, en son rol aldığım ‘Asayiş Berkkemal’ dizisinde yedi bölüm oynayıp paramı alamamış olmam; Türkiye’nin bana bakış açısını özetlemiş oluyor. Türkiye’de, Arjantin’deki kadar değer göremeyişim hayatımdaki en büyük darbe, en büyük acı… Ama hiç önemi yok, Arjantin halkı bunu fazlasıyla telafi ediyor.
Ödül üstüne ödül yağıyor size. Geçtiğimiz haftalarda Arjantin’de “İnternette kısa sürede en çok tıklanan kişi” olarak ödül aldınız. Dün gece de, birçok sanat dalında en iyilere verilen ödül töreni ‘32. Estrella de Concerts’ de ‘Yılın Yıldızı’ seçildiniz. Bu ödülün ve çok tıklanan takip edilen biri olmanın size hissettirdiği duygular düşünceler neler?
Geçen sene Arjantin’e gelirken çok sevildiğimi biliyordum. Nerden biliyordum? Burda yayınlanan ve yüzde yirmi raiting yapan Binbir Gece’de rol almış olmanın getirdiği bir sevgi olduğundan… Ama az önce de dediğim gibi bu kadar çok sevgi, bu kadar çok şefkat görmeyi beklemiyordum açıkçası. Ha bunda benim katkım oldu mu? Evet, şöyle ki; insanları maddi – manevi destekliyorum. Gerek onlardan biri oluşumla, gerek mütevazı davranışlarımla… Eylemlere katılıyorum, bir afet olursa mesela yanlarında oluyorum. Bir şekilde onlardan biri oluyorum. Selde ya da afette mağdurlar ve ihtiyacı olanlar için kan bağışı çağrısında bulunuyorum, ben de kan vererek. Arjantinli gibi olmamın yanı sıra artı Türk kültürünü yansıtıyor olmamın da sanırım payı var. Arjantin’de hemen hemen her hafta en çok tıklanan beş kişi arasında olmak çok güzel, çok gurur verici. Bu kadar çok sevilmek, merak edilmek beni gerçekten çok mutlu ediyor. Anlatılmaz ve paha biçilmez bir duygu. Önemli olan bunu başarmak değil, bu başarıyı sürdürebilmek… Bu başarıyı sürdürebilmek için de mücadele edeceğim.
CANIM TÜRKİYE’MİN SICAKLIĞI VAR ARJANTİN’DE!
Yediden yetmişe yüzbinlerce insanın sizi çok seviyor olmalarının yanı sıra Arjantin’e bu kadar aşık ve bağlı olmanızın paydasında başka hangi sebepler ışıldıyor?
Arjantin beni şu yönüyle etkiledi; Arjantin, Fransa’nın demokratik yapısına, mimari ve kültürel zenginliklerine sahip bir ülke. Farklı olmana kimse takılmıyor. Yani azınlıklar burada rahat rahat yaşayabiliyorlar. Ve aynı anda Fransa’nın nefret ettiğim o soğuk ve mesafeli kadınların tam tersi insanların sıcak, merhametli, şefkatli, tutkulu oluşu, sarıldıkları zaman bunu hissettiriyor olmaları beni çok çok mutlu ediyor. Yani Türkiye’min ve Fransa’nın sevdiğim yönleri burada bir kokteyl olarak karşıma çıkıyor. Yani canım ciğerim Türkiye’min, memleketimin sıcaklığını, Fransa’nın demokratik yapısını ve hayatı doya doya yaşıyor olmalarını görüyorum, yaşıyorum burada. Daha dün 4 yaşında bir çocuğun adımı söyleyerek, İspanyolca beni çok sevdiğini söylemesine kalakaldım. 70 – 80 yaşındaki insanların bana sarılıp ağlamaları insanı sarsıyor gerçekten.
YORUMLAR