Sevgili Bengü Öner Sarıkuş konugumuzdu.. Satırlarımızda
Türkiye’de iş hayatında başarılı bir kadın olarak gerek iş gerekse de sosyal hayatta kadının konumunu nasıl yorumluyorsunuz?
Artık bir klişeye dönüşse de Türkiye’de kadın olmak çok zor. Kadın iş hayatında da ev hayatında da aile içinde de hor görülebiliyor. Ancak şiddet olayları artarken, mobing, taciz, aşağılama gibi bizi üzen durumlar yaşanırken bir yandan da artık daha farkında bir toplum yetişiyor. Özellikle kadınlar kendilerine sahip çıkıyor ki en önemlisi bu. Kadınlar hakkını aramaya başladı, erkekler de kadınlara daha büyük saygı duymaya başladı. Bence devlet eliyle kadının iş hayatındaki rolünün artması için düzenlemeler yapılmalı. Kadın çalışanlar için işverenlere teşvik verilmeli. Sosyal hayatta da en büyük görev eşlerimize, erkek kardeşlerimize ve arkadaşlarımıza düşüyor. Kadının potansiyel anne olduğu, toplumun ilk eğiticisi olduğu göz önünde bulundurulmalı. Kadın duygusal bir varlık. Duygularıyla hayatı şekillendiren bir varlık. Hassasiyetleri gözetilmeli. Omuzlarına binen ağır yükü azaltılmalı. Kadınlar bulundukları ortamı da iyileştirirler, güzelleştirirler. Erkekler bu yüzden bile kadınların iş hayatındaki ve sosyal hayattaki varlıklarına kıymet vermeli.
Hayatta kalma ve ayakta durma konusunda ekonomik özgürlük önemli. Bu yüzden kız çocukların eğitimine yüksek önem verilmeli ve iş hayatında da kadınlara kolaylıklar sağlanmalı. Ayaklarının üzerine basan ve bağımsız olan kadın daha güçlü olacaktır ve güçsüz olanlara da el uzatabilecektir
Genç iş kadınlarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Genç iş kadınlarına tavsiyem çok çalışmak, ekonomik bağımlılık yaşamamak ve göz yummamak... Haksızlık karşısında elinizi bağlayan hiçbir şey yok. İş hayatında maaş konusunda da temsil konusunda da sosyal haklar konusunda da bir erkek kadar hakkımız var. Çok çalışıp adımızı yükseklere taşımaktan yılmayalım. Girişimcilikten, ortaklıklardan çekinmeyelim. Denemeye devam edelim. Hobi edinelim. Hayattan zevk almayı bilelim. Kendimizi bulalım. Kendi içimizde kendimizi bulmak, ne istediğimizi bilmek bizim yolumuzu aydınlatan fener olacaktır. Başarıya giden en kısa yol da bu olacaktır.
Oturacağınız evi seçerken kriterleriniz neler olmuştur?
Yaşayacağım evi seçerken benim için en önemli faktör bulunduğu konumdu. Hem aileme hem de merkeze yakın olmasını istiyordum. Ev alırken ya da kiralarken aklımıza “yaşarken neleri özleyeceğimiz” gelmeli. Ben mahalle kültürüne alışık olduğum için, kendi marketi, kasabı olan merkeze kısa mesafede ulaşabileceğim ancak aynı zamanda park ve bahçesi bol olan bir semt tercih ettim.
Evin içinde de ferahlık ve aydınlık olması çok önemli bir kriter. Mutfağa önem veren bir kadın olduğum için mutfakta cam/ balkon olması, havadar ve geniş olması belirleyici etkenlerden oldu.
İstanbul’da oturmak için hangi semti ve Yatırım yapmak için hangi semti seçersiniz?
İstanbul’da Bahçelievler’de yaşıyorum ve mahalle sıcaklığı, sakinlik açısından beni mutlu ediyor. Anadolu Yakası’nda otursaydım Göztepe’yi tercih ederdim.
Yatırım içinse değerlenen bölgeler her zaman kazandıracaktır. 3. Köprüye, 3. Havalimanına yakın bölgeler ya da ulaşımın kolay olduğu metro bağlantısına yakın noktalar hızlı değerlendiği için ve kiracı bulunması kolay olacağı için daha çok kazandıracaktır.
Ev seçerken nelere dikkat edersiniz?
Yeniden ev arayacak olursam yine mahalle kültürüne sahip, sakin bir semt isteyeceğim. Parkı, bahçesi bol olan, yeşillik görebileceğimiz bir bölgede yaşamak şehir hayatının temposunda daha sağlıklı bir ruh hali sağlayacaktır.
Ev satın alma kararında kadınların asıl karar mercii olduğunu düşünüyor musunuz?
Çiftlerin kültür düzeyine göre göreceli olabilen bir durum bu. Eğer kadına değer veren bir aileden yetişmişse birey, kadının daha çok ilgileneceği ve daha sorumlu olacağı ev seçiminde, karar verici “kadın” olacaktır. Fakat benim dileğim, yuvayı sadece dişi kuşun yapmadığı, ev işlerinde erkeklerin de sorumlu olduğu dolayısıyla ev seçiminde birlikte karar alınabildiği bir dünyada yaşamak.
YORUMLAR