Sevgili Genç Kadın Lider Başak Koç Pazar günü bizlere umut oldu. Kendisi şu an 'Başak Koç ile Filenin Yıldızları’ voleybol programı yapımcı ve sunucusu' ve aynı zamanda Yeni Yüzyıl Gazetesi Spor Editörü. İstanbul Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi –Televizyon Gazeteciliği Bölümü mezunu olan Sevgili Koç 2005 - 2014 yılları arasında Kurumsal birçok medya şirketinde yöneticilik yapmış..Bakın neler konuştuk..
Türkiye’de iş hayatında başarılı bir kadın olarak gerek iş gerekse de sosyal hayatta kadının konumunu nasıl yorumluyorsunuz?
Başarı ya da başarısızlığın sadece kadın başlığı altında değerlendirmek oldukça güç. Başarıya cinsiyet ayrımı olmaksızın, sen istersen ulaşabilirsin. Hedeflerini doğru koyarsan, en başta kendi yapabileceğin işleri iyi analiz edersen ve sevgiyle sarılırsan başarılı olabilirsin. Kendimden örneklemeler yapmaya çalışayım. 23 senedir profesyonel olarak sporun içerisinde olan milli bir voleybolcuyum. Bunun yanı sıra eğitimimi televizyon gazeteciliği üzerine alıp spora olan tutkumu medya ayağıyla değerlendirmek istedim. Birçok televizyon, radyo ve gazete de bu zamana kadar muhabir, sunucu, spiker, program yapımcısı, haberci olarak görev yaptım. Sahada olmak benim ruhumda olan bir şey. Top oynarken de sahadayım, medyanın içerisinde de sahadayım. Bahsettiğim kendinize uygun olan işleri seçmek kısmını kendimden böyle paylaşabilirim. Aynı zamanda yaklaşık 10 senedir ulusal ve uluslararası kongrelerde, açılışlarda, toplantılarda sunucu olarak görev alıyorum. Sunuculuğumun bir diğer yanı da sportif organizasyonlar. Türkiye'de voleybol, bisiklet, atletizm, triatlon gibi sporları anlatabilen, yorumculuk yapabilen neredeyse tek kadın olarak da ayrı bir gurur yaşıyorum.
Hayattaki konumunuzu, duruşunuzu belirleyen şeyin, hem güzel enerjilerle her daim pozitif olmanın, hem de her gün daha iyi nasıl olabilirim diye yılmadan, usanmadan çalışarak, okuyarak, gözlemleyerek, araştırarak ve paylaşarak olduğu kanısındayım. Bunların hepsinin ise aileden kazanılan ve yaşamla birlikte kendinizin üstüne koymaya çalıştığı bakış açıları olduğunu söyleyebilirim. Erkek figür olarak babamdan hayatıma yansıyanlar muazzam değerler, erkek kardeşimin takdir ettiğim bakış açıları ve kadın olarak özellikle annem ve ablamın hayata karşı duruşları her zaman gıpta ile gözlemlediğim ve ruhuma işleyen kıymetli değerler.
Gerek iş gerek sosyal hayatta, kadın özgürse sınırlarını aşabilir, kadın özgüvenliyse kimse karşısında duramaz, kadın ayakları sağlam basarsa başkalarına da destek olabilir. Kadın, aslında genel anlamda insan vicdanlıysa dünya güzelleşir.
Genç iş kadınlarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Genç iş kadınlarına tavsiyelerim de genel anlamda az önce bahsettiklerimi kapsıyor aslında. İnsan duruşunu kendi belirler, kendinize ne kadar kıymet verirseniz o kadar değerlisiniz. Sosyal baskılar ve diğer dış etkenler kadınların gücünden bir şey kaybettirmez eğer ki kendilerinin farkında olurlarsa. İş anlamında da sevdiğin işe yönelip, sonuna kadar tutkuyla sarılabiliyorsan senden mutlusu olamaz. Teknoloji ve günlük yaşam o kadar hızlı bir tüketim içerisinde ki, içinde olduğumuz sektörlere dair kendimizi geliştirebileceğimiz o kadar ucu açık bir derya var ki, yılmadan usanmadan günceli yakalayarak bilgiyle donanırsak karşımızdaki ayrım yapmak istese de kadın-erkek olarak, O bile bunu yapmaya çekinecektir. Gençlik yeni liderler çıkarır, gençlik hayata dinamizm katar. Gücümüzün ve enerjimizin farkında olursak yapamayacağımız hiç bir şey yok.
Oturacağınız evi seçerken kriterleriniz neler olmuştur?
Bu zamana kadar sevdiği işi yapan biri olarak maalesef bunun karşılığını maddi anlamda her zaman alabildiğimi pek söyleyemiyorum. Maddi şeyler benim için sadece yaşamımı idame ettirecek kadar şekliyle yer alıyor. Maddiyat, manevi şeylerin yanında benim için değersiz kalıyor. Fazlasını da hiçbir zaman arzu etmedim. Bununla paralel olarak da yaşadığım yerler konusunda her zaman aile desteği alarak kararlar aldık. Onlara çok büyük bir candan teşekkür borçluyum. Kurtuluş'ta doğup büyümüş biri olarak semt sıcaklığını, komşu yakınlığını tadabilmiş biriyim. Zaman geçtikçe eski değerler maalesef aranır hale geliyor. Yalnız yaşamaya başladığım ilk yer de Levent civarı oldu. Apartmanda yakınlarımın olması beni her zaman mutlu etti. Son 1 senedir de Zekeriyaköy'de ikamet ediyorum. Burayı tercih etmemizde en büyük neden ailenin birbirine yakın mesafe de olabilmesiydi. Site düzeninde ama müstakil evde, tabiatla nefes alabildiğimiz, şehre ne yakın ne uzak bir yerde olabilmek yaşam kalitemizi kesinlikle arttırıyor. Ev demek yuva demek. Dışarda ne yaşarsan yaşa sonunda kendinle kalabileceğin en kıymetli yer ve anlar demek. Onun için asıl önemli olan nerede, hangi semtte yaşarsan yaşa en önemli şey, içerisindeki enerji. Bunu güzel kılmak da bizim elimizde...
İstanbul’da oturmak için hangi semti ve Yatırım yapmak için hangi semti seçersiniz?
İstanbul'da mutlu olduğum bir yerde oturuyorum şu anda. Zekeriyaköy benim sportif tutkularım için de uygun. Koşmayı ve yürümeyi çok seviyorum. Kapıdan çıktığım anda bunu rahatlıkla araba almadan gerçekleştirebiliyorum. Aynı şekilde bisiklete binmek için de. Yıllardır her zaman gitmekten keyif aldığım Belgrad Ormanı araçla 10 dakika uzaklıkta. Yine 10 dakika da kendimi Sarıyer'den başlayan sahil şeridine atabiliyorum. Doğayla iç içe olup, denize de yakın mesafe de olmak yaşadığım yeri benim için çok değerli kılıyor. Burada oturmasaydım diğer tercih edeceğim yer Caddebostan- Erenköy tarafı olurdu. Bahsettiğim, denize yakınlık, şehir dinamizmi ve sportif aktiviteler için ferah alanların olması yaşamdan tat aldığım şeylerin yakın mesafemde oluşu tercih sebeplerimi şekillendiriyor.
Ev seçerken nelere dikkat edersiniz?
Ev seçerken en çok dikkat edilmesi gereken konuların başında günümüz şartlarında güvenlik oluyor. Başınızı evinize soktuğunuzda her nerede yaşıyorsanız yaşayın kendinizin ve ailenizin güvende olduğunu bilmek önemli. Keşmekeş içerisinde geçen bir günün ardından son durağımın sessiz ve huzurlu bir yer olması da çok kıymetli.
Ev satın alma kararında kadınların asıl karar mercii olduğunu düşünüyor musunuz?
Aile içinde kadınların ev satın alma ya da alınacak evin konumu konusunda karar merci olduğu kanısındayım. Gerçi bunu çeşitlendirebiliriz. Evde herkes çalışır durumdaysa, günümüzde özellikle İstanbul'da en büyük lüks evin işe olan yakınlığı ya da toplu taşıma araçlarının yakınlığı... Zaman ile yarıştığımız düşünülürse bu konu kadın-erkek ayrımı yapılmaksızın dikkat edilen en önemli unsur haline geldi. Ev hanımı ise, yaşam alanında daha çok zaman geçireceğinden evin konumu, rahatlığı gibi tercihler daha çok kadınların insiyatifine bırakılıyor ki, yaşam huzurlu kılınabilsin. Tabi bir de yapılacak mantıklı yatırımın konumu konusu karşımıza çıktığında genelde maddi olarak daha çok katkı sağlayan kişinin de tercihleri de örtbas edilmiyor. Tüm bunlar uyum içerisinde, eldeki imkanlar ile paralellik gösterirse asıl o zaman yaşam kalitesi artabiliyor.
YORUMLAR