Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'ni bitirdikten sonra özellikle tekstil sektöründe iletişim ağırlıklı işlerde çalışan Genç Kadın Lider Arzu Süzmen 2006'da Çin'in Şanghay şehrinde Raffles Design Institute'de moda iletişimi eğitmeni olarak işe başladı ve 5 yıl görevini sürdürdü. 2014 Ağustos'tan beri cumhuriyet.com.tr'de moda ve yaşam yazıları yazan Sevgili Süzmen'in, derlediği "Modanın İktidarı" kitabı da Kasım 2015 tarihinde yayınlandı.. Bu soğuk kış gününde sıcak söyleşimiz Pazar akşamüstünüze renk katacak..
Türkiye’de iş hayatında başarılı bir kadın olarak gerek iş gerekse de sosyal hayatta kadının konumunu nasıl yorumluyorsunuz?
Türkiye kadın hakları konusunda problemler yaşayan ve gelişmesi gereken bir ülke. Kadın cinayetlerinin, kadına şiddetin, çocuk yaşta evliliklerin arttığı bir dönemden geçerken, tüm bu haksızlıkların sonlanması için herkesin elini taşın altına koyması gerekiyor diye düşünüyorum. Daha çok yazmalı, araştırmalı, söz hakkına ve erkeklerle eşit çalışma haklarına sahip olmaları gerekiyor kadınların. Politikadan da uzak durmamalı, 2013 yılında 8 milyon kadının okuma-yazma bilmediği düşünülürse, istihdama katılımın artması için okuma yazma oranındaki bu rakamın artması için gerekli düzenlemeler yapılmalı. Hele ki çalışan annelerden süper kadın olmaları bekleniyor, iş yerlerinde kreş ve revir olmalı. Söylenecek çok şey var bu konuda ama ekonomik bağımsızlığa sahip olmak ve sevdiğiniz işi yapabilmek çok önemli. Genç ve eğitimli nesil çalışıp kazanması ve kadınların birbirini desteklemesi güzel gelişmeler.
Genç iş kadınlarına tavsiyeleriniz nelerdir ?
En başta tutkularının peşinden gitmelerini öneriyorum. Ben moda eğitimi vermek için fırsatları gözleyip, tutkularımın peşinden Çin’in Şanghay şehrine kadar gidip çok farklı deneyimler edindiğim 5 yıl yaşadım. Kendilerini zenginleştireceğine inandıkları eğitimlere katılsınlar, sürekli araştırıp okusunlar çünkü öğrenmenin sonu yok. Zorlu iş hayatı koşullarında pes etmeyip, yaptıkları iş ne olursa olsun başarıyı hedeflemek de önemli. “Oku, çalış, kendini geliştir, çevreni genişlet, olumlu ol, kişisel gelişimini önemse ve vazgeçme” derim.
Oturacağınız evi seçerken kriterleriniz neler olmuştur?
Yaşam tarzına göre ev seçmek çok önemli bence. Ben de oturacağım evi seçerken merkezi, güvenli, sıcak, sempatik, pratik ve temiz olmasına dikkat ettim. Deniz havası alabileceğim ve İstanbul trafiğine çok girmeden yürüyerek istediğim mekanlara ulaşabileceğim bir ev tercih ettim.
İstanbul’da oturmak için hangi semti ve Yatırım yapmak için hangi semtiseçersiniz?
Ben mahalle havasını, esnaf kültürünü koruyan semtleri seviyorum, evimi seçerken de o yüzden Ortaköy’ü tercih ettim.. Yatırım yapmak için İstanbul’u düşüneceğimi pek sanmıyorum; Ege’de bir şehri tercih ederim sanırım. Ama İstanbul olacaksa da yine eski İstanbul’un dokusunu koruyan, denize yakın Kanlıca gibi semtlerinden birini tercih ederdim.
Ev seçerken nelere dikkat edersiniz?
Ev seçerken güvenlikli bir çevrede yer alması, temiz olması, o anki yaşam şartlarına uygun olması, hayattan keyif almamı sağlayacak, hem doğadan, hem de kültür ve sanat aktivitelerinden kopmayacağım mekanlara yakın olması tercihim olur.
Ev satın alma kararında kadınların asıl karar mercii olduğunu düşünüyor musunuz?
Kadın-erkek diye çok ayrım yapmak istemem zira aile yapısına, sosyal şartlara ve yaşadığınız bölgeye göre ev alırken kimin karar vereceği büyük ölçüde değişir diye düşünüyorum. Kadınlar daha titiz ve araştırmacı olabiliyor bu konuda, en ideal olan tüm ailenin mutlu ve hayattan zevk alacağı mekanı birlikte seçmesi.
YORUMLAR