Boğaz hattı, Nişantaşı civarı, Ulus-Etiler tarafları… Hepsinin de zaman zaman yıldızı parladı. Ancak gerçekten hayattan keyif almak isteyen insanların tercihi her zaman ‘Cadde’den yana oldu. İstanbul’da gerçekten konforlu ve çağdaş bir lüks anlayışına her daim Caddeliler sahipti… Moda’nın, Fenerbahçe’nin, Suadiye’nin, Kalamış’ın yerini hiçbir semt alamadı, buradaki ‘kalite’ anlayışına hiçbir yer erişemedi… Peki, neden? İşte sadece ‘Cadde’lilerin sahip olduğu 6 ayrıcalık!
İstanbul’un kültleşmiş cemiyet noktalarının ortasında yer almak…
Şehrin ilk 5 yıldızlı otelleri, Kalamış Marina, Fenerbahçe Parkı, Büyük Kulüp, Moda Deniz Kulübü, şehrin önde gelen yelken kulüpleri ve daha niceleri… Cumhuriyetin kuruluşundan beri şehrin ‘cemiyet’ hayatının kalbinin attığı bu noktalar hala ve hala İstanbul’un en modern, en Batılı yüzünün temsilcileri…
Şehrin ortasında sessizliği bulup, birkaç adım atıp şehre karışabilmek…
Sessizlik istiyorsanız şehrin dışındaki sitelere taşınmak, şehir hayatından vazgeçmek istemiyorsanız da gürültünün ve karmaşanın göbeğinde yaşamak zorunda kalınıyor genelde. Cadde’nin şanslı sakinleri evinde, sitesinde sessizliği bulup, bir adım atınca şehre karışan insanlar…
Dünyanın en güzel şehir içi sahil yolunda kilometrelerce bisiklet sürebilmek…
Fenerbahçe’den Tuzla’ya uzanan bisiklet yolunun dünyanın en güzel şehir içi bisiklet yolları listesinde ilk 10’da yer aldığını biliyor muydunuz? Caddeliler çok iyi biliyor. Sabah mesaiden önce, gün batımında ve hafta sonları erken saatlerde çekerler eşofmanlarını; alırlar bisikletlerini gerçek bir İstanbullu gibi yaşadıkları bu müthiş şehrin tadını çıkarırlar…
Şehrin en güzel kokan, en şık caddesinde her gün yürümek…
Cadde, bu ülkenin Avrupa’ya en dönük yüzü… 10-15 dakika boyunca en güzel parfüm kokuları eşliğinde, dünyanın en güzel, en şık, en canlı caddelerinden birinde yürümek bile bütün havanızı değiştirebilir.
İstanbul’un en güzel manzarasıyla güne uyanmak…
İstanbul deniz şehridir ve deniz kenarında yaşıyorsan güzeldir ancak. Caddeliler güne en güzel manzarayla, hem Adalar’a hem de eşsiz tarihi yarımadaya bakarak uyanırlar. O manzara eşliğinde kahvaltılarını ederler.
Şehrin en güzel mimari örneklerinin içinde yaşamak…
Usta şehir planlamacıların hepsi aynı şeyi söyler: “Eğer İstanbul’un sokak ve cadde yapısı Bağdat Caddesi gibi planlansaydı, İstanbul bambaşka bir yer olabilirdi…” Hem 80’lerin 90’ların kült apartmanları, hem de Cumhuriyet mimarisinin ilk örnekleri hem de bugünün önde gelen tanınmış mimar ve dekoratörlerinin konsept çalışmalarıyla tasarlanmış modern yapıları müthiş bir uyum içindedir.
YORUMLAR