Büyüklerimizden, "bizim zamanımızda Taksim'e takım elbisesiz çıkılmazdı" sözünü çok duymuşuzdur. Dragos'ta, Adalar'da, Tarlabaşı'nda gezerken gözlerini uzaklara çevirip başlarlar anlatmaya eski İstanbul'u... İçinde kaybolur gidersiniz o hatıraların, keşke o zamanlarda yaşasaydım demeden duramazsınız...
İstanbul'u yaşamak
En çok özlenen şey işte bu iki kelime ve onun verdiği binlerce duygu... İstanbul'da yaşamak değil, İstanbul'u yaşamaktır önemli olan. Boğazın masmavi sularını izlemek, Galata kaldırımlarında muhabbet etmek, erguvan zamanı sokağın kokusunu doyasıya içine çekmek, saka kuşlarının melodilerine kulak vermek...
Dostluk ve sıcaklık
Eskiden mahallemizde kendimizi ne kadar güvende hissederdik değil mi? Sokaklar, bakkallar hep bizim gibiydi. Aynı yerden eş dost binerdik vapura. Uzun sohbetler eşliğinde yapardık yolculuğumuzu... Belki de İstanbul'un en çok samimiyetini özledik.
Geçmişin izleri
Ve en çok özlem duyduklarımızdan bir diğeri ise, İstanbul'un o ışıltılı eşsiz tarihi. O prıltılı günleri... Mimari güzellikleri özlüyoruz, kültürel değerleri özlüyoruz. Gün batımını rahat rahat izlemeyi, mavi sulara bakıp sevdiklerimizle tarihin izinde sohbet etmeyi özlüyoruz.
Sokaklar
Sokaklarıyla yaşayan bir şehir İstanbul ve sokaklarında yaşanan bir şehir. Hikayelerle dolu o sokakları özlüyoruz. Belki de, o eski hikayeleri özlüyoruz. Ne çok anı birikirdi kaldırımlarda. Geçtiğimiz her yerde tekrar eskiye döner, özlemle anardık o adımlarımızı…
Ayrıntılar
Gizli kalmış köşelerini özlüyoruz… Tarihin ayrıntılarını bir seferde göremezsiniz. Mesela İstiklal’den yüzlerce kez geçmiş olmanıza rağmen, her defasında hiç görmediğiniz ayrıntıları keşfedebilirsiniz. Kafanızı kaldırıp binalara baktığınızda oraya bir yere saklanmış bir maske görebilirsiniz.
YORUMLAR