“Zaman nasıl da geçti, hiç anlamadım” serzenişini muhakkak duymuşsunuzdur. Bu serzenişi bazen bir davette, bazen uzun zamandır görüşülmeyen bir arkadaşla aylar sonra buluşulduğunda, bazen de hayatın son demlerinde duyarız.
Zaman akıp geçiyor. Eskiden ancak güneşin konumuna göre anlaşılabilen vakit saatler marifetiyle artık kolumuzdan cep telefonumuza kadar her yerde, her an bizimle. Saatler binlerce çeşit tasarımla evlerimizde de yer buluyor.
Akıp geçen zaman çerçevelenerek evlere de taşındı. Üstelik birbirinden güzel tasarlanmış saatler sayesinde evlerin önemli bir dekorasyon öğesi halinde geldi.
Büyük çerçeveli saatler tıpkı tablolar gibi işlev görerek odaların dekorasyonunun bir parçası olabilir. Salonunuzda koltuğunuzun arkasındaki duvara yerleştirdiğiniz duvar saati, bir Salvador Dali tablosunu andırabilir. Ayrıca eşyalarınızın rengiyle uyum içerisinde olan duvar saati zamanın odanın her yerinden görünebilmesi için de idealdir.
Büyük bir salonunuz varsa duvarlarınızın boş kalması eşyalarınızın da güzel görünmesini engeller. Mobilyalarınızın stilinde bir duvar saati ile dekorasyonunuzu tamamlayabilirsiniz. Kullanacağınız saat ağaçtan yapılmış ve roma rakamları kullanılmış olabilir.
Bir tren garında dikkatimizi ilk çeken saatlerdir. Zamanı iyi kullanmamız gerekir. Bu saatler yanı zaman da dekoratiftir. Siz de eviniz de bu tarzda bir duvar saati kullanarak evinizde bir bekleme salonu ambiyansı yaratabilirsiniz.
Salonunuzun dekorasyonunda kullanacağınız büyük bir saat ile evinizi zamanın tam ortasında konumlandırmanız mümkün. Hem geçmiş hem de gelecek evinizi güzelleştirecektir.
YORUMLAR