Dizilerde, filmlerde görüp de özendiğimiz, keşke bizim de olsa dediğimiz şeylerin başında o tek katlı evler gelir çoğu zaman... Geniş bir yaşam alanı, herkesin kendine ait geniş bir odasının olması, ailece yemek yiyip sohbet ettikleri yemek odaları, bahçede yapılan barbekü partileri ve çok daha fazlası... Metropollerde, apartman dairelerine sıkışıp kalmış insanlar için ulaşılması güç bir hayaldir bu evler... Şimdi gözünüzü kapatın ve hayal edin. Eğer bizler de Tek katlı ev, bahçeli bir evde yaşasaydık nasıl bir hayatımız olurdu?
Geniş bir bahçeye sahip olursunuz
Tek katlı evlerin en cezbedici yanlarından biri gerçek bir bahçeye sahip olmalarıdır... Öyle betonun üzerine yapay çim serip, üzerine bir masa iki sandalye attığımız bahçeler gibi değildir bu bahçeler... Kimi bu bahçelerde organik tarım yapar, kimi tam ortaya masmavi bir havuz yerleştirir kimi de çocukları için kocaman bir çocuk parkı yapar... Hava güzel olduğunda eşi dostu çağırıp barbekü partileri verilir. Oysa apartman dairelerinde gördüğümüz tek yeşillik balkonun kenar duvarına yerleştirdiğimiz birkaç saksıdan ibarettir... Eğer bir site içindeyseniz, ortak küçük bir bahçeye sahip olabilirsiniz. Ancak bu bahçeler de ortak kullanıma açık olduğu için asla istediğiniz gibi kullanamazsınız.
Asansör veya merdiven derdiyle uğraşmazsınız
Eğer tek katlı bir evde yaşıyorsanız tek yapmanız gereken anahtarınızla kapıyı açıp içeri girmektir. Asansör arızalarıyla veya asansör sırası beklemekle uğraşmazsınız. Merdiveni hayatınızdan tamamen çıkarırsınız. Mutfaktan aldığınız kahveyi üst kattaki odanıza taşımak zorunda kalmazsınız. Evinize yaşlı misafirleriniz geldiğinde onları merdivenlerle yormazsınız. Aynı şekilde evinizin/sitenizin bahçesine veya otoparka ulaşmak için dakikalarca merdiven inip çıkmazsınız. Odanızdan bahçenize, bahçenizden salona, salondan iç bahçeye bir adımla çıkabilirsiniz.
Aile bireyleri dışında kimseye hesap vermezsiniz
Saatler süren apartman toplantıları, alınan kararlar, getirilen kısıtlamalar, ardı arkası gelmeyen masraflar... Apartman kültürüne aşina herkesin ortak dertleridir bu saydıklarımız. Arabanızı park edeceğiniz yerden tutun da evcil hayvan besleyip besleyemeyeceğinize kadar günlük hayatınızı direkt ilgilendiren kararları siz değil apartman yönetimi belirler. Bu kurallara her gün yenileri eklenir. Eğer şanslı azınlık içerisindeyseniz anlayışlı komşularınız olur. Ancak maalesef komşuluk eskisi gibi yaşanmadığı için komşularınızla sürekli sorunlar yaşarsınız. Oysaki tek katlı evlerde yaşayan insanlar kendi kurallarını kendi koyar. Sürekli başkalarının gürültüsü ve yemek kokuları içinde yaşamak zorunda değildir. Olması gerektiği gibi kendi yaşam tarzına uygun bir düzen kurar ve düzeni uygulaması için sadece aile bireylerini ikna etmesi yeterlidir.
Evin her bölümü gerçek bir yaşam alanı olur
Tek katlı villa yaşamının bir avantajı da eviniz geniş bir alana yayıldığı için evin içindeki kullanım alanlarının genişlemesidir. Basık tavanların insanı kasvete sürükleyen baskısını hissetmezsiniz. Tam tersi her oda bahçe manzaralıdır. Dubleks ve tripleks yapılarda 300 m²’lik bir evde oturduğunuzu düşünürken aslında sadece 100 m²’lik bir evde oturursunuz. Tek katlı bir villada eviniz kaç m² ise, gerçekten o kadardır ve merdiven, hava boşluğu gibi etkenlerden ötürü oturma alanınız daraltılmaz. Ayrıca bu odalar apartman dairelerinde olduğu gibi iç içe olmaz. Herkesin odası aynı zamanda onun yaşam alanı haline gelir. Mutfak gibi ortak kullanım alanlarında ise ferah bir ortamda ailece beraber vakit geçirmenin tadını çıkarırsınız. En önemlisi ise, böyle bir yaşam alanında yeryüzü ile gökyüzü arasında sizden başka kimse olmaz.
Sosyalleşmenin ve gerçek komşuluğun tadını çıkarırsınız
Tek katlı evlerde yaşam size sadece evin içinde değil dışarı çıktığınızda da farkını hissettirir. Günümüz şehir yaşamında tükenmiş komşuluk ilişkilerini geliştirerek, ailelerin birbirleriyle tanışmasına, sosyalleşmesine imkân tanır. Sizinle aynı şartlarda yaşayan insanlarla birlikte sıcacık kahveler eşliğinde, dost sohbetleri yapabileceğiniz ortak köy kahveleriniz, köy kütüphaneleriniz olur. Bahçenizde kendi yetiştirdiğiniz ürünleri onlarla paylaşırsınız. Hatta ortak üzüm bağları, zeytinlikleriniz bile olabilir. Ailece katılabileceğiniz piknik ve barbekü etkinlikleri ile tüm yükünüzü üzerinizden atacak eğlenceli hafta sonları geçirirsiniz. Kısaca ifade etmek gerekirse böyle bir ortamda komşuluk kaçınılmaz olur ve komşuluğun ses, gürültü ve şikayetten ibaret olmadığını hatırlar, tüm güzelliğini büyük bir keyifle yaşarsınız.
YORUMLAR