Bir yılda dolar 2.10 TL’den 3.00 TL’ye tırmandı. Dolar kredisi kullananların borç maliyeti yüzde 43 kur artışıyla birlikte yüzde 50’lere yaklaştı. Özel sektörün ödeyeceği 160 milyar dolar kredi var. TL faizinin yükseltilmesinde ısrarcı olanlar, faiz yükselince döviz girişinin hızlanacağını, dolar fiyatının ucuzlayacağını, dolar ile yatırım ve üretim yapanların azıcık ferahlayacağını belirtiyor
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası faiz artırsın, diyenlerin derdi özel sektörün döviz borcunun maliyetini düşürmek.
Dolar ucuzken dolarla yatırım, üretim yapmaya alışanlar, dolar fiyatı artınca büyük yük altında kaldı. Şimdilerde Türk Lirası (TL) faizinin yükseltilmesini, faiz yükselince dolar fiyatının gerilemesini, dolar borçlarının maliyetinin gerilemesini bekliyorlar. Faizde 2 farklı görüş oluştu:
1 Kimileri “TL faizleri yüksek. Yatırım ve üretimin artması için faizin düşürülmesi şart” diyorlar. (Cumhurbaşkanı ve danışmanları da bu görüşü savunuyorlar.)
Faizin aşağıya çekilmesinde ısrarcı olanlar (1) Dini bakımdan faizin haram olduğu inancını taşıyorlar. (2) Yüksek faizin enflasyonu artırdığına işaret ediyorlar. (3) Ucuz faizin, ekonomiyi sürükleyen inşaat sektöründeki canlılığın devamını sağlamasını bekliyorlar.
2 Kimileri ise “TL faiz bir an önce artırılmalı” diyor. (Reel sektör denilen ve dolarla yatırım ve üretime alışan iş çevreleri ile onlara arka çıkan iktisatçılardan oluşan çoğunluk, her gün faiz artırım bekleyişine girdi. “ABD Merkez Bankası (Fed) artırdı, artıracak... Ondan önce biz faizi artırmaz isek biteriz” deniliyor.)
TL faizinin yükseltilmesinde ısrarcı olanlar, TL’nin faizi yükselince döviz girişinin hızlanacağını (sıcak para akımının tekrar başlayacağını) döviz girişi artınca doların fiyatının ucuzlayacağını, dolar ile yatırım ve üretim yapanlarla dolar borçlularının azıcık da olsa ferahlayacağını belirtiyorlar.
Yüksek faiz iş alemini nasıl rahatlatır?
Faizin yükselmesi iş aleminin genelde istemediği bir şeydir. İş alemi faizin düşük olmasını ister.
İş alemi TL’nin faizinin yükselmesini beklerken, onun isteği dolar borcunun finansman maliyetini düşürmek.
Çünkü burası Türkiye A’bicim!
Bizim iş adamlarımız TL ile değil dolarla borçlanıyorlar.
İş adamlarımız için 2 türlü faiz var: (1) TL faizi, (2) Dolar faizi + Doların kur farkı (Kur riski).
Uzun yıllar doların bol olması, dolarla borçlanmanın kolay olması, dolar faizinin düşük olması ve de dolar değerinin nerede ise sabit olması karşısında iş adamlarımız (reel kesim) yatırımlarını, üretimini döviz kredisi ile yapmaya başladı. Özel sektörün döviz borcu arttı.
Dövizle yatırıma alıştık...
Türkiye’de yaşıyoruz. TL’nin faizinin yüksek olmasını kimsenin istememesi, hele yatırım ve üretim yapan özel sektördeki iş adamlarının hiç istememesi beklenir.
İktisatçı dostum Ege Cansen diyor ki, Türkiye’de son zamanlarda yatırım ve üretim yapanların sorunu TL kredi bulamamak değildir. TL’nin faizi değildir.
İş adamları bugüne kadar faizinin düşük olmasına bakarak döviz kredisi kullandı. Kur riskini dikkate almadı. Dolar fiyatının hep aynı kalacağını düşündü. Dolar fiyatı yükselince dolar kredisinin gerçek maliyeti arttı.
Şimdilerde TL faizinin yükseltilmesi sonucu dolar fiyatının ucuzlayacağı ve böylece dolar ile borçlananların maliyetlerinin düşeceği bekleyişi ile özel sektör TL faizlerinin yükseltilmesini isteyenlere destek veriyor.
Alıştık bir defa... Zarar etsek de, alışkanlıktan vazgeçmek kolay değil. Döviz kredisi ile yatırım ve üretim yapmaya alışanlar, döviz riskinin getirdiği yük nedeniyle, toparlanmaya çalışıyorlar. Büyük olasılıkla bu olumsuz deneyime rağmen yatırımcımız ve üreticimiz döviz kredisi ile borçlanmaya devam edecek.
Özel sektör döviz borcuyla eziliyor
Temmuz itibariyle, iş aleminin (bankalar, finans kuruluşları hariç):
- Dışarıdan kullandığı kısa ve uzun vadeli döviz kredisi borcu 84.9 milyar dolar. Bunun da 43.8 milyar doları dolar cinsi borç.
- Özel sektörün yurt içindeki yerli ve yabancı bankalardan kullandığı kredilerin büyük bölümü yabancı para cinsi. Temmuz itibariyle banka kredilerinin 441.2 milyar TL’lik kısmı yabancı para ile ödenecek veya yabancı paraya endeksli. Özel sektörün bankalardaki yabancı para ile ödenecek kredilerinin büyüklüğü, yaklaşık 160 milyar dolar.
Türkiye’de Merkez Bankası faizleri yüzde 5’lerde dolanırken, bankalardan Türk Lirası ile borçlanmanın maliyeti yüzde 14’lerde dolanırken özel sektör yurtdışından ve içerideki bankalardan yüzde 3 - yüzde 5 dolar faizi ile boçlandı.
Bir yılda dolar fiyatı 2.10 TL’den 3.00 TL’ye tırmandı, yüzde 43 oranında arttı.
Bu durumda dolar kredisi kullananların borç maliyeti (yüzde 43 kur artışı + yüzde 3 - yüzde 5 dolar faizi = yüzde 50) yüzde 50’lere yaklaştı.
Buna karşı bankalardan Türk Lirası kredi kullanmanın maliyeti ise şimdilerde yüzde 15 dolayında. Eskiden dolarla borçlanmanın maliyeti yüzde 6 - 7 dolayında, banka faizleri yüzde 10 - 12 dolayında idi. Dolarla borçlanmak cazipti. Tablo tersine döndü. Dolar borcu olan ‘Yandım Allah!’ diyor...
Milliyet - Güngör Uras
YORUMLAR