Türkiye sağlık turizminde liderliğe oynuyor
Türkiye’nin sağlık turizmindeki potansiyeli enerjiye dönüşmeye başladı. Dünyanın en önemli sıcak su kaynaklarına sahip olan ülkelerden biri olan Türkiye’de hizmet kalitesi de yükselmeye başladı. Dünyanın yedinci, Avrupa’daki ise en kaliteli termal su kalitesine sahip olan Türkiye, termal tesislerine de kalite getirince “Sağlık turizmi” alanında söz sahibi bir ülke haline geldi. Özellikle 2015 yılında Turizm Bakanlığı’nın termal yatırımlara öncelikli teşvik yatırımı imkanı vermesi ile Dünya ile yarışır Tesisler yapılmaya başlandı.
İSKANDİNAVLAR'IN, AVRUPAN’NIN VE ORTADOĞU'NUN TERMAL SEVDASI
Karaderili Şirketler Group Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Karaderili’nin yaptığı açıklamada’’ Ülkemizin termal suları, hem debi ve sıcaklıkları hem de çeşitli fiziksel ve kimyasal özellikleri ile Avrupa'daki termal sulardan daha üstün nitelikler taşımakta. Geçmişte hamam kültürü olarak algılanan kaplıca ve termal donatılar, yapılan yurt dışı ve yurt içi tanıtımlar, konu ile alakalı yurt-içi fuarlarımızı kapsamlı çalışması ve devlet desteğinin artması ile olması gereken yere doğru hızla ilerlenmesini sağladı.
Tesislerin kalitesinin artması, artan kaliteye rağmen fiyatların Avrupa ve Diğer Ülkelere göre uygun olması turistlerin sağlık turizminde Türkiye’yi tercih etmesine neden oldu. Karaderili, termal turizmin artış ivmesinin lüks tesislerle artacağını belirterek. “Türkiye’de termal tesislerde Avrupa seviyesini yakalamaya başladı. Ortadoğu’nun son 3 yıldır keşfettiği termal sularımızı özellikle İskandinavlar çok seviyor. Avrupa’ ya Termal tesislerimiz 12 ay boyunca tam sezon hizmeti veriyor.” Dedi.
TÜRKİYE TERMAL SULARI BİLİNÇLİ KULLANMIYOR
Termal suların fayda ve kullanımı açısından daha bilinçli olan Avrupa nüfusunun da algısı, ülkemize yapılan büyük ve nitelikli yatırımlar doğrultusunda arttırılmakta. Bu tarz yerli ve yabancı taleplerin oluşması ile termal otelcilik, yüksek hizmet kalitesi ile ülkemizde olması gereken yere hızla ilerledi.
Ülkemiz, kaplıca ve hamam kültürü bakımından zengin bir geçmişe sahip bir ülke. Yeraltı termal kaynaklarımızın Anadolu’nun dört bir yanında bulunması bizleri termal sulara karşı her daim aşina kılmıştır. Fakat bizler termal su ve bu sular ile yapılan terapileri Avrupa ve İskandinav ülkeleri kadar bilinçli kullanmıyoruz. Bu ülkelerde yaşayan insanlar termal suları, tedaviyi destekleyici unsurdan ziyade bağışıklık sistemini ve bedenin fiziki yapısını güçlendiren gereksinimler olarak kullanmaktadırlar.
Bu durum Avrupa ve ilgili ülkelerde yerleşmiş bir kültür niteliğindedir. Ülkemizde, yakın geçmişten bugüne geldiğimizde yavaş yavaş tüketici algısı bu kültüre yaklaşmaktadır. Geçmiş tarihlerde sadece rahatsızlığı olunca hatırlayan misafirlerin yoğunluğu söz konusuyken, yavaş yavaş vücudunu ve sağlığını korumak isteyen misafirleri de termal otellerde görmekteyiz.
KARADERİLİ’DEN TÜRKİYE’NİN ŞİFA KAYNAKLARINA MİLYON DOLARLIK YATIRIM
Sağlık turizmi sektörünün yükselen yıldızı Karaderili, sektöre gelen talebe yatırımla yanıt vererek yükseliyor. 3 termal tesisle senede 200 binden fazla tatilciye sağlık turizmi yaptırmayı ve termal şifa ile buluşturmayı hedefleyen, Karaderili, Kütahya Emet’teki Emet Termal Otel’le ilk yatırımı yapan Karaderili, bu tesisle tecrübesini arttırdı ve talebi karşılamak için Yalova’ya Marmara bilgesinin en büyük Osmanlı ve Selçuklu mimarisinden esinlenerek 50 bin metre kare üzerine ilk etap da 55 milyon Euro harcayarak 2200 yatak kapasiteli bir otel inşa ediyor.
2016 yıl içerisinde de hizmete girecek olan dev proje açılış için gün sayıyor. Marmara’nın En büyük Termal oteli olma özelliğini taşıyan proje şimdiden Turizm acentelerinin gözdesi haline geldi. Karaderili’nin Termal yatırımları Balıkesir Sındırgı’da başlangıçta 40 milyon Euro’luk yine termal Otel yatırımı ile devam ediyor.