"Turizmin başkenti Antalya, bir şehir olarak değil, marka olarak yönetilmeli"

Türkiye'nin Gayrimenkul Platformu GYODER, Gelişen Kentler Zirvesi-Antalya'nın Sonuç Bildirgesi'ni açıkladı. Zirvede ortaya çıkan tespitler ve bu tespitlere yönelik çözüm önerilerinin sıralandığı Sonuç Bildirgesi'nde; turizmin başkenti Antalya'nın, bir şehir olarak değil, marka olarak yönetilmesi gerektiği vurgulandı.


Gayrimenkul sektörünün çatı örgütü GYODER’in, Antalya Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile 13-14 Aralık 2017 tarihlerinde düzenlediği ‘Gelişen Kentler Zirvesi-Antalya; iş dünyası ve gayrimenkul sektörünün temsilcileri, yatırımcılar ve uzmanların katılımıyla gerçekleşti. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel ve GYODER Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Feyzullah Yetgin’in açılış konuşmalarını yaptığı Zirve’de TEB Bireysel Bankacılık Satış Grup Direktörü Tuğbay Kumoğlu, gayrimenkul sektörü ve bankacılık üzerine değerlendirmelerini katılımcılarla paylaştı. GYODER İcra Kurulu Üyesi ve Kentsel Dönüşüm Komitesi Başkanı Aziz Yeniay’ın moderatörlüğünü yaptığı ‘Antalya’da Yatırım Yapmak’ konulu oturumda ise Sur Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Altan Elmas, Sembol İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fettah Tamince, İsvan Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Ömer İsvan, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Mehmet Urcu ve Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Danışmanı Feridun Uyar Antalya’yı tüm yönleriyle masaya yatırdı. 

 

Sur Yapı’nın zirve sponsoru, Halk GYO’nun stratejik ortak, Kuzu Grup’un ana sponsor, REIDIN’in rapor sponsoru ve Sabah Gazetesi’nin ana basın sponsoru olduğu zirvede; ayrıca kente ışık tutacak güncel bilgiler içeren ‘Antalya İli Yatırım Alanları Vizyon Raporu’ REIDIN CEO’su Kerim Bertrand tarafından katılımcılarla paylaşıldı. 


Genel olarak gayrimenkul ve turizm sektörü başta olmak üzere, Antalya’nın potansiyel yatırım olanaklarının ve kruvaziyer turizmin gelişmesine yönelik gerçekleştirilen yatırımların değerlendirildiği zirvede ortaya çıkan tespitler ve bu tespitlere yönelik çözüm önerilerinin sıralandığı Gelişen Kentler Zirvesi-Antalya’nın Sonuç Bildirgesi’nde şu başlıklar öne çıktı:

 

· Türkiye’nin en hızlı büyüyen şehirlerinden biri olan Antalya, İstanbul’un üzerindeki yükün yarısını alabilecek en büyük potansiyel şehir. · Akıllı şehirler yaratmak ve yaşam kalitesini yükseltmek adına yönetimlerin vizyoner bakış açısı ile hareket etmesi ve toplumu doğru yönlendirmesi büyük önem taşıyor. · Şehirleri dönüştürüp geliştirirken, sonuçlar kadar süreçleri de yönetebilmek, yatırımlarda doğru hedefler koymayı ve bu hedeflere ulaşmayı kolaylaştırıyor. · Nüfus artışı ve göç faktörleri, başta gayrimenkul ve turizm olmak üzere, tüm sektörlerde yatırım kararlarını etkileyen ve yönlendiren ana unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. · Bu unsurların planlamasını yapabilmek, özellikle nufus artışını doğrudan etkileyen göç faktöründe kriterleri belirleyebilmek ve değerlendirmeleri yaparken sayısal değerlerden ziyade niteliğe önem vermek yatırım kararlarını yönetirken önemli hale geliyor. · Kentsel dönüşüm, planlı ve kaliteli yaşamanın ve akıllı şehirler inşa etmenin en önemli araçlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. · Kentsel dönüşüm sürecinin çok iyi planlanması ve doğru aksiyonlarla hayata geçirilmesi için özellikle yerel yönetimlerin bakış açısı büyük önem taşıyor. · Dönüşüm yaparken adalar bazında iş birliği yapmak, içinde sosyal yapılar, yeşil alanlar ve yaşam sahalarının da bulunduğu alanların planlanmasını hayata geçirmek, sosyal ve ekonomik kalkınmayı sağlayacak şekilde ve halkın da içinde bulunduğu bir süreçle dönüşümü yönetmek gerekiyor. · Antalya ilinde farklı sektörlerde devam eden 11 mega proje içerisinde yer alan Kepez Santral Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi; dönüşümün tüm süreçleri ile yönetildiği, alanı kente entegre etme ve doğru şehirleşme adına örnek gösterilebilecek 19 bine yakın bağımsız birim içeren bir mega projedir. · Mega projelerle altyapısı güçlenen Antalya’da, turizm sektörünün yanı sıra, inşaat, sanayi, tarım, ihracat ve yatçılığın, yatırım yapılabilecek sektörler arasında yer alacağı öngörülüyor. · Antalya’ya değer katan mega projelerden Kruvaziyer Liman, avantajlı konumuyla, deniz turizminin önemli ölçüde büyümesini sağlayacak. ·  Konyaaltı Sahil Projesi ise dünyanın sayılı plajlarından biri olan Konyaaltı Sahili’ni daha da güzelleştirecek. ·  Boğaçay Havzası ve Yakın Çevresi Projesi’nde 462 yat kapasiteli marina, rekreasyon alanları, çiftlik kasabası, kıyı kasabası, restoran, park ve yeşil alanların yer alması, Antalya için heyecan verici bir adım. Bölgede kurulacak film stüdyoları ile Antalya’nın sinema endüstrisinin merkezi olması amaçlanıyor. · Antalya inşaat ruhsatlarında Bursa’dan sonra 5’inci, konut satışında 4’üncü sırada yer alıyor. · 2 milyon 328 bini aşan nüfusuyla Türkiye’nin en kalabalık 5. şehri olan ve 54 bin 755 yabancının yaşadığı Antalya, Türkiye genelindeki konut satışlarında yüzde 4,3 paya sahipken, yabancılara yapılan konut satışlarında da İstanbul’dan sonra ikinci sırada yer alıyor. · Antalya’daki ticaret sektörü toplam gelirlerin yüzde 34’ünü oluşturan önemli bir ağırlığa sahip. 2016 yıl sonu itibarıyla Türkiye genelindeki 3 bin 641 adet turizm işletmesi belgeli konaklama tesisinin yüzde 20,74’ü Antalya’da bulunuyor. Antalya’da 2016 yılında tesis doluluk oranı yüzde 47,6 seviyelerinde ölçülüyor. · Antalya’da ofisler genellikle kent merkezinde, eski konut dokusunun ofis alanı olarak kullanıldığı bölgede yoğunlaşıyor. 2016 yılına bakıldığında, şehir merkezindeki 8 AVM’de toplam kiralanabilir alan 246 bin 500 metrekare, il genelinde ise toplam 14 AVM’de 329 bin 202 metrekarelik alan bulunuyor. · Türkiye’ye giriş yapan 25,3 milyon turistin yüzde 23’ü Antalya’da konaklıyor. İstanbul’dan sonra en çok turistin ziyaret ettiği Antalya’ya bu yıl 9,4 milyon turist giriş yaptı. Antalya’ya, bugün en yoğun talep, Rusya, Almanya ve Ukrayna’dan geliyor. · Tarımsal potansiyel ve ekonomik uygunluk açısından Türkiye tarımında önemli bir yere sahip olan Antalya’nın, iyi tarım uygulaması ile tarımda sürdürülebilirlik ile gıda güvenliğini sağlaması bekleniyor. · Antalya tüm bu sektörel verileri ve potansiyeli ile değerlendirildiğinde Türkiye’nin en hızlı büyüyen ve gelişen ili olarak karşımıza çıkıyor. · Bu aşamada Antalya’nın bir şehir olarak değil, marka olarak yönetilmesi büyük önem taşıyor. · Türkiye’ye gelen turist sayıca artmasına rağmen gelir azalıyor. Aslında gelen turistin sayısından ziyade niteliğinin arttırılması gerekiyor. Bu anlamda nüfus artışı ve göç kontrol altında tutulmalı. İçerik ve süreç çok iyi yönetilmeli. Tüm bunlar başta gayrimenkul olmak üzere diğer sektörlere de olumlu yansıyacaktır. · Türkiye ve Türkiye bankacılık sisteminde kredilerin yüzde 17’si inşaat sektörüne veriliyor ve gayrimenkul güçlü bir yatırım aracı olarak değerlendirilmeye devam ediyor.  · Özellikle kentin lokomotifi konumunda olan turizm sektöründe doğru kitleyi hedefleyerek yatırımların yönlendirilmesi gayrimenkul sektöründe de doğru ürünlerin yaratılması ve kalitenin artırılması açısından büyük önem taşıyor. Gelen turist sayısını artırmaya yönelik hedefin, yapılacak analiz ve planlamayla, turist niteliğinin ve şehre sağladığı katma değerin artırılmasına yönelik çerçevelenmesi ve yabancı nüfus artışının da bu anlamda planlanması çözüm önerisi olarak sunuluyor.