Salt Galata 'Tek ve Çok' sergisini ziyaret etmeniz için 5 sebep!
1980'li yıllardaki eşyaların üretimi ve dolaşımını 55-95 yılları arasında Türkiye'de sanayileşmenin yarattığı dönüşüm etrafında konu alan ve Salt Galata açılan 'Tek ve Çok' sergisini ziyaret etmek için aslında çok fazla sebebiniz var
1980’li yıllardaki eşyaların üretimi ve dolaşımını 55-95 yılları arasında Türkiye’de sanayileşmenin yarattığı dönüşüm etrafında konu alan ve Salt Galata açılan ‘Tek ve Çok’ sergisini ziyaret etmek için aslında çok fazla sebebiniz var. Biz altı çizilmesi gerekenlerden 5’ini derledik.
Salt Galata'da Kurum tarihçelerini inceleyerek Türkiye’deki üretim ortamını ve neler üretildiğini keşfedebilirsiniz
Günümüzde “tüketim kültürü” ya da “tüketim toplumu” tanımlamalarını sıkça duyuyoruz. Peki, ya üretim kültürü?
“Tek ve Çok” sergisi; tüketimden ziyade üretime odaklanıyor, Türkiye’nin 1955 – 1995 dönemini otomotiv, beyaz eşya, mobilya, oyuncak, kırtasiye, giyim, tekstil, gıda, züccaciye ve temizlik endüstrilerinden kurumların desteğiyle nesne ve hikâyeler üzerinden inceliyor. Sergide yer alan bir yazılım sayesinde ise döneme ait bir yıl ya da sektör seçerek, tarihçelerin çıktısını alabiliyor ve evinize götürebiliyorsunuz.
Fotoğraf Duvarı ile görsel bir yolculuğa çıkabilirsiniz
Kurum tarihçeleri ile dönemin üretim kültürü ve ürünlerine doğru yol almaya başladınız. Peki o zamanlar üretim ortamları nasıldı? Fabrikalar, makineler ve ürünler neye benziyordu? Ortam nasıldı, çalışanlar nasıl görünüyordu? Sergideki fotoğraf duvarı ile bu sefer 50’ler ve 90’lar arası zamanı; hem değişen koşulları, hem de belki bildiğiniz ama unuttuğunuz geçmiş dokuları ile yeniden görmeniz ve yorumlamanız mümkün.
Nesnelerin çağrışımıyla geçmişi kavrayabilirsiniz
Görsel hafıza, her zaman en akılda kalıcıdır. İnsanoğlu her zaman hayatının dönemlerini nesnelerle eşleştirip kategorilere ayırır. Bu sergide karşılaşacağınız 70’ler yapımı bir çamaşır makinesi veya eski bir araba modeli sizi yeniden o günlere götürebilir. Ya da Türkiye’nin yakın tarihindeki sosyal, siyasi veya ekonomik bir gelişmeyi sergilenen nesneleri inceledikten sonra çok daha kolay anlayabilirsiniz.
‘Kopya’ hakkında bakış açınızı değiştirebilir
Yolu tasarımdan geçen herkesin son yıllarda makalelerinde, sosyal medya hesaplarında haykırdığı bir tez var: Orijinal diye bir şey kalmadı. Gerçekten kalmadı mı? Sergi araştırma ve anlatımını özgün kopyalar kavramı üzerinden oluştururken, aslında bu soruyu soruyor ve başka soruları da gündeme getiriyor: Mesela; kopya olarak üretilen nesne de aslında yeni bir nesne değil midir? Kopyayı üretmek için verilen emek ya da kopyayı üretirken öğrenilen bilgi değerli değil midir? Aslında sergi ziyaretçinin kopya kavramı üzerine düşünmesini amaçlıyor, yorumu da ona bırakıyor.
MOTÖR’ü izleyip Yeşilçam’ın kopya kültürüne tanıklık edebilirsiniz
Yeşilçam denince aklınıza ne geliyor? Bol melodram, bol aksiyon mu? Yoksa komedi mi ya da hepsi mi? Aslında dünyanın tüm filmlerinden biraz barındıran Türkiye’ye ait bir film dünyası değil mi Yeşilçam?
Yeşilçam’ın inanılmaz şaşırtıcı bir arka dünyası varmış. Sergi süresinde her gün farklı zamanlarda izlenebilecek Cem Kaya’nın MOTÖR: Kopya Kültürü ve Popüler Türk Sineması (2014) belgeseli, Yeşilçam’a klasik olarak yüklenen “fikir hırsızlığı” suçlamasının perde arkasını ve yapımcıların hukuki yetersizliklerin de yardımıyla başka filmleri kopyalamayı nasıl hak gördüğünü anlatıyor. Ayrıca; endüstrinin kopyayı ne şartlarda ve ne şekilde uyarladığını irdeliyor. Yapımcıların maddi ve teknolojik yoksunluklar ile devlet sansürüne karşı icat ettiği anlık ve yaratıcı çözümler ise sizi güldürürken, epey şaşırtıyor ve düşündürüyor. Bu belgeseli sakın kaçırmayın!
1955’ten 1995’e, Türkiye’de çeşitli eşyaların üretim ve dolaşımı üzerine odaklanan, araştırma temelli “Tek ve Çok” sergisi 13 Kasım’a kadar SALT Galata’da ziyaret edilebilir. Türkiye’de adım adım gerçekleşen sanayileşme ve ilerleyen üretimi, endüstri ürünlerinin ilk kez yaygınlaştığı 80’li yıllarda dolaşımda olan nesneler ve hikâyeleri ile inceleyen sergi; Türkiye’nin yakın tarihi, ekonomisi ve bunların toplum üzerindeki etkisini üretim ortamına bakarak yorumluyor.