Rusya krizi abartılıyor mu?
Güntay Şimşek-Habertürk
Mutlaka haklılık payları var, ancak Rusya pazarı, zaten ekonomik ambargolar ve ham petrol fiyatlarının küresel piyasalarda Brent petrolün varil fiyatının 36 dolar seviyelerine inmesi sebebiyle daralacaktı. Dolayısıyla bu gerçeği unutmamak gerekir. İkinci husus ise zaman kaybetmeden alternatif pazar arayışlarına çıkılması gerekiyor ve bunun için morallerin yüksek tutulması şart.
Ayrıca Rusya’dan 2014’te gelen turist sayısı 5 milyon civarındayken, 2015 itibarıyla 3.5 milyon seviyesine inmesinde ekonomik ambargo ve petrol fiyatlarının düşmesi etkili olmuştu. Bu tablo 2016 Rusya’sında daha da vahim bir hal alacağına göre kayıp hesaplarının da ajitasyona girilmeden, bu gerçekler üzerinden yapılması mantıklı olacaktır. Aksi halde yangına körükle gidip her şeyi uçak düşürme hadisesine bağlamak ne derece makul olabilir? Gelişmelere ağırlıkla Rusya’nın içine düştüğü ekonomik buhran gözüyle bakarak karşı tarafta yapacağı stratejik etkiyi dikkate almalıyız.
TURİZME NASIL DESTEK OLUNMALI?
Sadece Rusya ile yaşanan kriz değil, toplamda Türkiye’nin turist aldığı ülkelerdeki ekonomik daralma ve coğrafyamızdaki sıcak gelişmelerin de etkisiyle 2016’da turist sayısında ciddi düşüş bekleniyor. Mesela Almanya’dan gelen turist sayısı kasım ayı itibarıyla bir önceki yıla göre azaldı. Bu durumda turizm sektörünün nasıl desteklenmesi gerektiği konusu önem arz ediyor. Sadece uçak başına verilen 6 bin dolarlık bir destekle bu sıkıntıların aşılamayacağını, hatta kaynakların verimli kullanılamayacağını söylemek de mümkün.
Şüphesiz, hükümet tarafından açıklanan uçak başına destek gibi turizm sektörüne katkı yapacak aygıtlar için kafa yorulmasına ihtiyaç var. Bunu da Turizm Bakanlığı’ndaki bürokratlardan beklemek çok doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Hatta uçak başına verilen destek, Türkiye’nin turizm pazarlarından sefer yapan uçak tiplerine bakıldığında ortalama 200 kişilik uçaklar kullanıldığından, basit bir hesapla koltuk başına 30 dolar anlamına geliyor. Ancak bu desteğin nasıl bir etki yapacağını kestirmek çok zor. Hatta bazı hatlarda hiç katkı sağlamayacağını, havayollarının bu paraları direkt ceplerine atacağını bile ifade edebilirim.
Türkiye’nin ve turizm bölgelerimizin asıl ihtiyacının nitelikli ve süreklilik arz eden tanıtım olduğu unutularak sadece sektördeki bir kalemi nazar-ı dikkate alıp uçak başına destek vermenin doğru olduğu kanaatinde değilim. Etkisinin de ölçülebilir olmaktan uzak ve dahi tartışmalı olduğunu düşünüyorum. Zira turizm sektörü, tur operatörü, havayolu ve otelci ana üçgeninde düşünülürse, sektörün nasıl desteklenmesi gerektiğine yönelik eylem planının da buralarda elini taşın altına koyanlardan gelmesi gerekir.
Hükümetin iyi niyetli destek planlarının ve ayırdığı kaynakların verimli kullanılması için şu günlerde sektördeki tüm ilgili tarafların “Mahvolacağız” mealinde boş beyanatlar vermek yerine, beyin fırtınası toplantıları yapmaları daha yerinde olacaktır.