NEŞE BERBER :Bugün DEMOKRASİ için ELELE

Ankara’da savaş uçakları alçak uçuş yapmaya başladı. Bir grup asker Boğaz Köprüsü’nü tek yönlü trafiğe kapattı.
“Terör alarmı mı darbe girişimi mi” tartışması sosyal medyada büyüdü.

Türkiye genelinde birçok kamu binası önünde asker ve polis karşı karşıya gelmeye başladı. Ankara'da MİT binası ve Genelkurmay'a helikopterle ateş açıldı. İstanbul'da Beylerbeyi Sarayı önünde bazı askerlerin ordunun yönetime el koyduğu yönünde duyuru yaptığı iddiaları paylaşıldı.

Genelkurmay’da silah sesleri duyulduğuna dair haberler yayılmaya başlandı.

Atatürk Havalimanı’na askerler tankla geldi, kontrol kulesine de girdiler.

Atatürk Havalimanı uçuşlara kapatıldı.

Sosyal medyada Ankara ve İstanbul başta olmak bazı şehirlerde patlama ve silah sesleri duyulduğu haberleri iyice yayıldı.

Herkes endişeli sosyal medya'da darbe'mi oluyor yazıları paylaşılmaya başlandı.
Tam bu arada  tam vaktinde Başbakan Binali Yıldırım telefonla canlı yayına bağlandı ve bu yaşananlara bir açıklama yaptı ve olayları "kalkışma" diye niteledi. Türk ordusu içerisinde bir grubun darbe girişiminde bulunduğunu duyurdu.
Bunun üzerine acil olarak Meclis toplandı, Mecliste grubu bulunan tüm partiler darbe girişimini kınadı.

Darbe girişimi yapan gruplar, TSK'nın akredite gazetecilerle iletişim için kullandığı e-posta hesabından gönderdiği mesajda "kontrolü tam olarak eline aldığını" öne sürüldü.
Tam ne oluyor anlamaya çalışırken TRT merkezi başta olmak üzere Ankara'nın dört bir yanından güçlü patlama sesleri gelmeye başlandı,  Darbe girişimine tepki gösterenler sokaklara dökülmeye başladı. Darbe girişiminde bulunan askerler TRT’yi basıp bir spikere zorla elindeki açıklamayı  okuttular. Gözlerinde korku dolu bakışlar ile eline zorla verilen o bildiriyi spiker okudu, fakat çok geçmeden Savunma Bakanı Fikri Işık, “Okunan korsan bildiri” dedi.

Biz endişe içinde haber takip ediyor ve doğru paylaşımlar ile merak içindeki halkı bilgilendirmeye devam ediyoruz.
Hepimiz çok üzgünüz.
Tam bu esnada ezan saati olmadığı halde, Camilerden ezan okunmaya başlandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, FaceTime üzerinden CNN Türk’e bağlandı ve darbe girişimini ‘silahlı güçler içerisindeki küçük bir azınlığın kalkışması’ olarak niteledi. Erdoğan halka çağrı yaptı, sokağa çıkın bende şimdi İstanbul'a geliyorum, diyerek vatandaşlardan hükümete destek için sokağa çıkmalarını istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine
Size verilen silahları milletimize doğrultursanız bedelini ödersiniz, diyerek darbecilere seslendi.
Bunun üzerine halk sokağa çıkmaya başladı, E5 Karayolu üzerinde arabalar kuyruk oldu, hepsinde Türk bayrağı var ve kornalar eşliğinde köprüye doğru gitmeye başladı, Halkın bir çoğuda yürüyerek E5 üzerinde köprüye doğru harekete geçti.

İçişleri Bakanı Efkan Ala, Genelkurmay Başkanlığı, TSK ve polisin darbecilere müdahalesi başladığını açıkladı.

Sokağa çıkan halk köprüye doğru yürümeye başlayınca köprüde bekleyen bazı askerler Boğaziçi Köprüsü’nü geçmeye çalışan halkın üzerine ateş açtı.

Taksim Meydanı’nda askerler mevzilenerek, giderek sayıları artan protestocuları dağıtmak için havaya ateş açtı.
Buraya kadar darbe girişimi olduğunu hissettik hepimiz,
fakat ne olduysa işte o anda oldu ve

F-16'lar ve askeri helikopterler TBMM'yi vurmaya başladı. Meclisin giriş kapıları yakınlarına sabaha kadar toplam 4 bomba atıldı. Milletvekilleri ve basın mensupları sığınağa geçti. Yani TBMM bombalandı. İşte sözün bittiği andı benim için ve eminim birçoğumuz için, o zaman şunu hissettim. Yok bu bir darbe girişimi değil, başka bir ülke bize savaş açtı ve ülkemiz saldırıya uğruyor.
İşte hiç ümidimi kaybetmemiştim o ana kadar, hep bu darbe girişiminin üstesinden geliriz, bunları yener bu hükumet diye düşündüm. Hiç ama hiç ümidimi kaybetmedim. Sadece TBMM vurulduğunda korktum, çünkü bunu yapan Türk askeri olamaz diye düşündüm. Vatana ihanet edebilecekleri aklıma gelmedi, olsa olsa başka ülke askerleri yada teröristelerdir diye düşündüm...

CNN saldırıya uğradı, orada yayında olan arkadaşlarımın o anlarını görmek gerçekten üzücüydü.

Bütün partilerin liderleri hep birlikte darbeyi kınadı, karşıyız dedi, tüm STK'lar toplandı, 81 il ilçe darbeye karşıyız, tek yol Demokrasi dedi. Tüm Medya grupları hep bir ağızdan Darbeyi Kınıyoruz dedi, tek yol Demokrasi dedi,
Bütün bunlara rağmen,

Biri çıkmış yazıyor, çiziyor Erdoğan bunu kendi yaptırdı,
Ortalık kan gölü, millet ölmüş, Erdoğan en yakın yol arkadaşını ve oğlunu kaybetmiş, cenazesinde hıçkıra hıçkıra ağlamış, Binali Yıldırım'ın torunu 'Dede, bunlar bizim askerlerimiz değil mi, niye insanları öldürüyorlar?' diye  soruyor, buna cevap bulamayan Yıldırım  oturup hüngür hüngür ağlıyor, hepimiz ağlıyoruz, sen hala yok kendi yaptırdı da yok bilmem ne diyorsun...

Yani ben soruyorum sana
Sen olsan Başkanlık için bütün bunları yaparmıydın,
Çünkü insan kendi gibi bilirmiş karşısındakini...
AKPARTİ-CHP-MHP-HDP Harikasınız, sizi hep böyle görmek istiyoruz,

Demokrasi adına büyük bir sınav verdiniz, sizin bu görüntülerinizi özlemişiz, içimiz açıldı, mutlu olduk, hepinize sarılıp öpmek istedik. Dosta DÜŞMANA karşı bundan böyle birlikte el ele olun. Çünkü sizin bu birlikteliğiniz onları hiç ama hiç mutlu etmeyecektir.

CHP, HDP, MHP ve AK PARTİ'nin taraftarları en büyük sınav sizin
Sıra sizde, birbirinizi yermeden, yıkmadan, üzmeden, farklı fikirlerinize saygı duyarak, gülümseyerek siyaset yapmanın zamanı, İşte bu sağlandığında DÜŞMANLARIMIZIN ÖLDÜĞÜ an OLACAKTIR. Biliyorum bunu yapabilirsiniz, ötekileştirmeden her türlü fikre, görüntüye saygı duyarak el ele barış içinde yürüyebiliriz.

Bugün DEMOKRASİ için ELELE.
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!