İrem Aksay 'Çalışan kadınlar toplumun isimsiz süper kahramanlarıdır'
ENR dünya sıralamasındaki ilk 10 şirketten biri olan Hill International'da, Managing Consultant olarak çalışan ve öğrenmenin sonu olmayacağı görüşündeki Genç Kadın Lider İrem Aksay , İnşaat projelerinde sözleşme yönetimi, planlama, maliyet yönetimi, hak talepleri, sözleşmesel uyuşmazlıklar ve uyuşmazlık çözüm süreçlerinde danışmanlık hizmeti veriyor
ENR dünya sıralamasındaki ilk 10 şirketten biri olan Hill International’da, Managing Consultant olarak çalışan ve öğrenmenin sonu olmayacağı görüşündeki Genç Kadın Lider İrem Aksay , İnşaat projelerinde sözleşme yönetimi, planlama, maliyet yönetimi, hak talepleri, sözleşmesel uyuşmazlıklar ve uyuşmazlık çözüm süreçlerinde danışmanlık hizmeti veriyor. Çalıştığı firmayı sevmesine neden olan en büyük özellik; entellektüel olarak her gün kendisini daha ileriye gitmeye zorluyor olması. Peki Lider Kadın olarak bizlere tavsiyeleri neler.. Söyleşimizde...
Kariyer geçmişinizde bizleri kısa bir yolculuğa çıkarabilir misiniz?
Türkiye’ye ve Türk Kadın’ına Dünya’nın nasıl baktığını ilk algıladığım yıllar esnasında ilkokul üçüncü sınıf oldu. Bu dönemde Ottawa’da yaşıyorduk ve yaşça çok küçük olduğum bu dönemde, o minicik kafalarda oluşmuş ön yargı ile mücadele etmek kolay olmadı. İstanbul Teknik Üniversitesi’ni kazandığımda 16 yaşındaydım. Yaş avantajımı kullanıp Rotary’nin öğrenci değişim programına katılmaya karar verdim. Bu bir yıllık deneyimim sırasında kültür farkı ve aile özlemi beni daha olgun bir kadın yaptı. Bu dönem kendimi ve ülkemi en iyi tanıdığım dönemdir. Amerika’da liseden mezun olduktan sonra, Kanada’da üniversiteye kabul edildim. University of Calgary’de İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden 2003 yılında mezun oldum. 15 yıl yurt dışı deneyimimin 9 yılı Kanada’da geçti. Kanada’da uygulama ağırlıklı eğitim veriliyor ve vaktimin yarısı laboratuvarda geçiyordu. Bu yüzdendir ki daha mezun olmadan mesleğimi çok sevdim. Okuduğum dönemde, sürekli Mega Projeler programını izlerdim. Bu yapılara hayranlığım 2005 yılında beni Katar’a çekti. Katar’da 4 yıl Engineering News Record(ENR) dünya sıralamasında ilk 20 şirketten biri olan Proje Yönetimi danışmanlık firmasında çalıştım. Amerikan firmaları piyasadaki en bilgili kadroya sahip olmak istediği için eğitime ciddi yatırımlarda bulunmakta. Firmanın bu anlayışı kendimi yetiştirebilmem adına doğru ortamı bana sağlamış oldu.
Türkiye’de iş hayatında başarılı bir kadın olarak gerek iş gerek de sosyal hayatta kadının konumunu nasıl yorumluyorsunuz?
Türkiye’de kadın olmak kolay değil. Kanada’da yaşamanın en sevdiğim yanlarından birisi kadın ve erkek arasındaki eşit koşullar olmuştu. Kanada’lı çiftler evlerinin tüm yükünü maddi ve manevi beraber omuzlar. Türkiye’de kadın, iş hayatında güçlenmeye devam ederken, ne yazık ki aile içindeki rolü hafiflemiyor. Çalışan kadından beklenti, çalışan erkekten beklentiden çok daha yüksek. Türkiye’de başarılı bir iş kadını uzun saatler çalışırken, ailesinin tüm hayatını organize edip spora, kuaföre, temizliğe, yemeğe, okumaya ve işi için sosyalleşmeye zaman ayırmaya çalışmaktadır. Bu nedenle bence çalışan kadınlar toplumun isimsiz süper kahramanlarıdır.
Türkiye’de kadınlar çalışma hayatında maalesef azınlık. Bu nedenle dayanışmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Gerek kendi deneyimlerim, gerek arkadaşlarımın deneyimlerini değerlendirdiğimde, Türk kadınlarına iş hayatında mobbing, en yaygın ve sert şekilde, yine Türk Kadınlarının yaptığını söyleyebilirim. Bu durum değişmeli ve birbirimizi desteklemeye başlamalıyız.
3.Genç iş kadınlarına tavsiyeleriniz nelerdir?
Kendinize bir mentor seçin. Yaptıklarını beğendiğiniz, iş hayatında başarılı ve sosyal hayat ile dengeyi kurabilmiş mentorlarınız olsun ve onlarla sık sık sohbet edin. İnsanlar kendilerini ve tecrübelerini anlatmayı severler. Seçtiğiniz mentor işine gerçekten inanıyor ve heyecanla yapıyorsa sizin de heyecanınız artacaktır. Eğer kendi işinizi yapmaya karar verdiyseniz mutlaka iş modelinize benzer iş yapmış insanlarla sohbet edin. Böylece İş modelinizde fark etmediğiniz bir hatayı önceden tespit edip zarara uğramadan düzeltebilirsiniz. Hayatınızı 3’e bölün. 8 saatinizi işe, 8 saatinizi kendinizi geliştirmeye ve 8 saatinizi uykuya ayırın. Hayatta en önemli şey dengedir. Mutlaka bir hobiniz olsun ve gerçekten iyi yapacak kadar zamanınızı hobinize ayırın.
İş yerinde gününüzün en az 8 saatini geçiriyorsunuz. Bu yüzden sevdiğiniz bir ortamda, aynı dili konuştunuz bir ekiple çalışmanız önemli. Çalıştığınız iş yerinde sürekli saate bakıyorsanız ve çıkış saatine 5 dakika kala koşarak ofisi terk ediyorsanız, işvereninize ve kendinize bir iyilik yapın ve hemen kendinize yeni bir iş bakın. Heyecan duymadığınız ve öğrenemediğiniz bir işte yıllar geçirmenin bedeli kariyeriniz için ağır olacaktır. Yenilikten korkmayın. Başarı için cesur hareket edebilmek önemli bir meziyetdir.
Bilgi çağında yaşıyoruz. Sürekli kendinizi yenilemeniz ve yaptığınız işin detaylarına inmeniz gerekiyor. İşinizi öğrenmek istemeniz yeterli. İnterneti doğru kullanabilen bir insan her türlü bilgiye ve eğitime ulaşabilir. Dünya’yı takip edin ve internasyonel olun. Bunu yapabilmek için İngilizce’ye hakim olmanız önemli. İnternette İngilizce bildiğinizde, size açılacak pencereler sınırsızdır.
4.Oturacağınız evi seçerken kriterleriniz neler olmuştur?
Şu anda emlakta güvenlikli siteler revaçta. Ancak bana site yaşamı soğuk geliyor ve yüksek güvenlik duvarlarının toplumumuza paranoya aşıladığını düşünüyorum. Tabi ki güvenlik hepimiz için önemli bir kriter ama bölgenin tümüyle güvenliğine yatırım yapmak bence daha doğru bir yaklaşım. Dünya standartlarında bir şehir olmak istiyorsak, siteler şeffaflaşmalı ve mahalleler oluşmalı diye düşünüyorum. Yeni emlak akımına uygun yapılaşmış Ataşehir’e baktığınızda beni daha iyi anlayabilirsiniz. Burada yeşil alanlar var ama yaşam alanları yok. Ataşehirde sokakta ve/veya site içinde yürüyen insanlar göremezsiniz. Ayrıca arabada giderken baktığınızda, sağınızda ve solunuzda yüksek duvarlar vardır.
Bence İstanbul’un hak ettiği projeler, büyük alanları kapsayacak şekilde altyapı sistemleri, ulaşım ve yeşil alanların büyük ölçekte çözümlendiği; sağlık merkezleri ve okulları dahil sosyal donatıları ile plana işlendiği mahalleler olmalıdır. Bunun için izole edilmiş siteler yerine, bir master plan üzerinde birbiri ile uyumlu, site duvarları olmayan projeler yapılmalıdır. Burada belediyelere çok iş düşüyor. Yatırımcılar, yeni yapılan alanlarda tek başına hareket etmeye devam ettiği sürece, alt yapı ve trafik problemi de büyümeye devam edecektir.
Oturacağım evi seçerken mahalle dokusunun ve kültürünün olduğu yerleri tercih ediyorum. İnsanların sokakta birbirlerine selam vermeleri, arkadaşıma aldığım hediyeyi gören kasiyerin “Siz bundan almıştınız bozuldu mu?”, komşumun “Size aşure getirdim.” ve bakkalın “Post makinası çalışmıyor vaktin olunca geçerken bırakırsın.” demesi hoşuma gidiyor.
Bu nedenlerle Beylerbeyi çok iyi bir seçim oldu benim için. İstanbul’un belki de kendisinden eski, Çengelköy’e kardeş bu semt, sarayı ve tarihi hamamıyla, boğazın en samimi yerlerinden biri. Çoğu esnaf ve Beylerbeyili birbirini küçüklüklerinden beri tanırlar. Kıbrıs olayları dönemine kadar gayrimüslimler de bu mahallelerin bel kemiğini oluşturmuş. Eskisinden az da olsa hala aramızda bulunmaktalar.
Bu samimiyet büyük ihtimalle, çok eskiden gelen bir yerleşim yeri olmasının getirileri. Etrafınızda bu kadar samimi insanların bulunuşu, site duvarları ve güvenlik görevlilerinden çok daha büyük bir güvenlik hissiyatı yaratıyor. Yoğun göç sebebi ile dejenere olmaya yüz tutmuş mahalle yaşantısının nadir korunabildiği yerlerden biri bu açıdan Beylerbeyi.
5.İstanbul’da oturmak için hangi semti ve Yatırım yapmak için hangi semti seçersiniz?
Yaşam için mahalle anlayışını ve eski esnaf kültürünü hala bulabildiğim Beylerbeyi'ni tercih ettim. Açıkçası bir gün Anadolu yakası kadını olacağım hiç aklıma gelmezdi ama yeşilliği, kültürü ve ulaşım rahatlığıyla şu anda başka bir yerde olmayı hayal bile edemiyorum. Hill International ofisi Altunizade’de yani trafiğe ters toplam 6 dakikada işte olabiliyorum ve işten geç bile çıksam kendime zaman yaratabiliyorum. Beylerbeyi'nin bir güzel yanı da Avrupa yakasının renkli hayatına çok yakın olması. Maslak’ta yaşadığım dönemde Etilere 30 dakikada giderdim şimdi 10 dakika sürüyor.
Yatırım için İstiklal Caddesi bölgesini tercih ediyorum. Tabi burada kritik olan alırken kazanmak. Yatırımcılara tavsiyem bilmediğiniz yerde başkasının önerisiyle gayrimenkul almamaları olur. Yatırım yapacağınız yeri yaşayın. Şahsen alacağım yeri farklı saatlerde ziyaret etmeden almam.
Yeni siteden bir daireye yatırım yapacaksam ve ileride oturmayı düşünmüyorsam, şerefiyesi en düşük daireleri tercih ediyorum. Eğer site cazip bir site ise, ikinci el satışlarda ve kiralamada bedeli şerefiyeye göre çok değişmiyor. Sitelere yatırım yapmak isteyen ve oturmayı düşünen arkadaşlarıma şerefiyenin değiştiği katın bir altından daire almasını öneriyorum. Örneğin 16. kattan itibaren fiyat %30 artıyorsa, 15. kattan alınmasını tavsiye ediyorum.
6.Ev seçerken nelere dikkat edersiniz?
Ev seçerken dikkat ettiğim üç şey var: konum, konum ve konum. İstanbul’da yaşadığınız evin konumu hayat kalitenizi etkileyecek en önemli kriterdir. Günün 3 saatini trafikte geçirmek, insanın psikolojisini bozabileceği gibi sevdiğimiz bir aktiviteye veya kişiye ayırabileceğimiz değerli vaktimizi de hayatımızdan çalar. Bu nedenle her zaman evimi işime yakın seçmeye dikkat ettim.
Kat planının tüm ihtiyaçlarımı karşıladığına emin olmadan ev almam. Bu esasında, tamamen kişiye özeldir. Maket üstünden ev almanın yaygın olduğu günümüzde, çok dikkatli olmak lazım. Bir milyon TL verip aldığınız evde, çamaşır makinasının mutfakta olduğunu ve kurutma makinasına yer olmadığını, ev tesliminde fark ederseniz üzücü olabilir.
7.Ev satın alma kararında kadınların asıl karar mercii olduğunu düşünüyor musunuz?
Bir dönem kentsel dönüşüm projelerine danışmanlık hizmeti verdim. Proje yeri belirlendikten sonra, hak sahipleri ile görüşmelere başlamadan önce, “focus grup” çalışmaları yapıyorduk. Erkeklerle kahvelerde vakit geçirmenin ne kadar yetersiz olduğunu ve genelde evlerde olan kadınlara bir şekilde ulaşmamız gerektiğini, işte bu çalışmalar sırasında gözlemledim. Bir erkek “focus grubunda, “Hangi firma ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayacağınız konusunda karar mercii kimdir?” sorusuna erkekler, ilk başta “Evin direği benim ve ben neye karar verirsem ailem kabul eder.” cevabını verirken, bir kişi “Erkek egemen bir mahallede yaşıyoruz ama dürüst olmak gerekirse hepimiz kadınların kararlarıyla hareket ediyoruz. İlk bakışta karar bizden çıkıyor gibi görünür ama eşlerimiz ne isterse sonunda bir şekilde o olur.” dedi. Bu yorum, tüm grubun açıklamalarını değiştirdi ve hepsi eşlerinin kararlarında etkili olduğu düşüncesini destekledi. Tüm iletişim stratejimizi bu sonuca göre tekrar revize ettik. Türk kadını, evini güvencesi olarak gördüğü için, özellikle oturmak için aldıkları ilk evin kararını erkeğe bırakmıyorlar. Ayrılık gündeme geldiğinde başlarını sokacak bir evinin olması kadınlar için çok önemli.