Forum İstanbul'un 2. Günü Mehmet Şimşek'in konuşması ile başladı
'Yeni Dengeler Arayan Geçiş Sürecinde Bir Dünya, Yeniden Konumlanmaya Kararlı Dönüşüm Sürecinde Bir Türkiye'' ana temasıyla dün Swissotel'de başlayan Forum İstanbul'un ikinci günü T
“Yeni Dengeler Arayan Geçiş Sürecinde Bir Dünya, Yeniden Konumlanmaya Kararlı Dönüşüm Sürecinde Bir Türkiye’’ ana temasıyla dün Swissotel’de başlayan Forum İstanbul’un ikinci günü T.C. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açılış konuşmasıyla başladı.
Şimşek’in konuşmasının ardından forum; finans sektöründe dünyadaki durum, yeni nesil bankacılık ve sigortacılık ekseninde Türkiye’nin geleceğinin tartışıldığı “HUB’lar coğrafyası Türkiye: İstanbul Finans Merkezi ve Yeni Nesil Bankacılık” başlıklı oturumla devam etti.
T.C. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek konuşmasına şu anda geçici bir bahar havasının yaşandığını, asıl önemli olanın kalıcı ve yapısal reformların biran önce hayata geçmesi olduğunu söyleyerek başladı. Türkiye’de yapısal reformların uygulamasıyla birlikte cari açığın azalacağını, verimliliğinse hızla artacağını dile getiren Şimşek, “Yüzde 5’lik büyümeyi bugünkü çabayla yakalayamayız’’ diye konuştu.
Türkiye’nin orta vadeli büyümesini sürdürebilmesi için yapısal reformların güçlü bir şekilde uygulanması gerektiğinin altını çizen Şimşek; iç talep fazlalığının ve turizm sektöründe son dönemde yaşanan gelişmelerin cari açık üzerine olumsuz yansıyacağını kaydetti. Bununla birlikte emtia fiyatlarındaki düşüşün ve Avrupa Birliği ülkelerinin toparlanma sürecinin ekonomik göstergelere olumlu etkilerinin olacağını da vurgulayan Şimşek, “ Türkiye’de üç önemli çıpa var. AB, reform ve maliye politikası. Türkiye’nin maliye politikası kurumsallaştı ve bu ülkenin tek çıpası” ifadelerinde bulundu.
Elimizdeki sihirli değnek: Verimlilik Artışı
Rekabetin olmadığı bir ülkede verimlilik ve dolayısıyla da inovasyondan bahsedilemeyeceğinin altını çizen Şimşek, “Özel sektör yatırımlarını sağlayamazsak, reformlarla AR-Ge ve inovasyonu arttıramazsak verimlilikten bahsedemeyiz. Verimlilik bizim elimizdeki sihirli değnek" dedi. Şimşek sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Biz iddialı hedeflere sahip bir ülkeyiz. İddialı hedeflerimiz olmaz ise daha iyiyi başarmamız mümkün değil. Türkiye’yi Avrupa’nın ilk 3, dünyanın ise ilk 10 ekonomisine bu hedeflerle ulaştıracağız.''
Dijital Dönüşümün Yeni Adresi: Bankacılık
İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren’ in moderatörlüğünde gerçekleştirilen “HUB’lar coğrafyası Türkiye: İstanbul Finans Merkezi ve Yeni Nesil Bankacılık” başlıklı oturumda konuşmacılar bankacılığın dünyada ve Türkiye’de geleceği, dijital bankacılık konularında finans sektörüne projeksiyon tuttular.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkan Yardımcısı Durmuş Ali Kuzu, katılım bankacılığının önemine vurgu yaparak, “BDDK’nın son zamanlarda üzerinde durduğu önemli konu başlıklarından biri de katılım bankacılığı. Dünyada 1.8 trilyon dolar aktif büyüklüğe ulaşması beklenen katılım bankacılığı yüzde 23 artarken konvansiyonel bankacılığın büyüme oranıysa yüzde 18’de kalıyor. Türkiye 11 milyarlık kaynağıyla katılım bankacılığını yoğun kullanan küresel ekonomiler arasında yüzde 2’lik payıyla yatırımlar için potansiyel sunuyor” değerlendirmesinde bulundu.
Türk Ekonomi Bankası (TEB) Genel Müdürü Ümit Leblebici de yeni nesil bankacılıkla ilgili Y kuşağına vurgu yaptı. Dijital bankacılık çağında kendimize has ürünler ve hizmetler geliştirmenin önemine dikkat çeken Leblebici, “Yeni nesil dijital dönüşüme daha kolay uyum sağlıyor ancak analogdan dijitale geçişe şahit olmuş ara neslin ürün ve hizmet geliştirmede daha iyi olduğu gerçeğini unutmamak gerek. Kendi modellerimizi oluşturabilmek için bu nesilden yararlanmamız önem taşıyor” diye konuştu.
Geçtiğimiz 15 yıl içinde ihracat finansmanın toplam krediler içindeki payının yüzde 24’lerden yüzde 5’lere gerilediğine dikkat çeken Şekerbank Genel Müdürü Servet Taze ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye’nin 2023 ihracat hedefine ulaşabilmesi için bankacılık lokomotif sektörlerden biri olacak. Katma değerli mal satacak sektörlerin finansmanında finansal piyasaların önemi giderek artıyor. Bununla birlikte son iki yıldır ihracatta büyük ölçekli firmaların öne çıktığı gözlemleniyor ama unutmamak gerekir ki ihracatta orta büyüklükteki şirketler de söz sahibi. Özellikle KOBİ düzeyinde şirketlerin finansmanının desteklenmesi üretim ve ihracatta büyük sıçrama kaydettirecektir’’
Bankacılık sektörününün başta teknoloji ve bilgi-tavsiye olmak üzere iki temel ürün sattığına değinen Ata Finans Grubu CEO’su Murat Demirel, “Teknolojiyi kolaylıkla temin edebilirsiniz ancak bunu kullanma kabiliyetiniz yoksa aldığınız teknoloji bir işe yaramayacaktır. Gelişmekte olan ülkelerin teknolojiyi adapte ederek yeni nesillerin kullanımına açma oranı yüksek. Bu da bizim için son derece sevindirici bir durum” diye konuştu.