Burçin Yenier: Hayal et kendine inan ve çalış

Kadınca Emlak Başarılı iş kadınlarıyla röportajlarını sürdürüyor

Kadınca Emlak Başarılı iş kadınlarıyla röportajlarını sürdürüyor.  Profesyonel yaşam koçluğu yapan Burçin Yenier aynı zamanda 21 bileklikleri konseptinin yaratıcısı. Alışkanlıkların 21 günde değişeceğini söyleyen  Burçin Yenier  ile yaptığımız keyifli röportajımız

Türkiye’de iş hayatında başarılı bir kadın olarak; gerek iş hayatı gerekse sosyal hayatta kadının konumunu nasıl yorumluyorsunuz?


Türkiye’de kadın olmak dediğinizde kadına şiddet ve çocuk gelinlere gidiyor düşüncelerim ve içimden “eğitim” diyorum. Yapılan araştırmalar kadınların eğitim seviyeleri arttıkça gördükleri şiddet oranının azaldığını söylesede, rakamlar pek de azımsanacak boyutta değil.


Yalnızca kadınlar için değil toplum olarak eğitime ve geleceğe dair vizyon kazanmaya ihtiyacımız var. Eğitim derken bahsettiğim aslında yalnızca okulda gördüğümüz öğretim değil. Birey olmak ve bireysel özgürlüğümüzün arkasında durmak konusunda eğitilmeliyiz. Bu konulara ne kadar önem verirsek başkalarının özgürlük isteğini de o denli anlayabilir ve saygıyı empati yoluyla oluşturabiliriz. Bir taraftan da Cansen Başaran Symes, Zeynep Oral, Elif Bilgin gibi isimler var. Bu isimler ve başarı hikayelerinin mesajı ise açık: hayal et, kendine inan ve çalış.


Kadın ya da erkek iş hayatındaki herkes zorluklarla karşılaşıyor. Sizin bir kadın olarak karşılaştığınız sorunlar nelerdi?


Bir kadın olarak diyemem ancak, Türkiye’deki eğitim sisteminin sonucu olarak mutlu olacağım bölümde değil, okumam gerektiğini düşündüğüm üniversitede okumuştum. İş hayatına mühendis olarak başladım ve ardından kariyerimde bir dönüm noktası yaşadım. Bunu erken farkeden şanslı yüzdedeyim. Şimdi bir yandan işimi yürütürken bir yandan da istediğim bölümde okuyorum.


Kadın olmanın artılarını hissettiğiniz durumlar oldu mu? Bu konuda neler anlatabilirsiniz?


Kadınların iş hayatındaki en büyük artıları çocukluktan itibaren doğal olarak geliştirdikleri yeteneklerini iş hayatına yansıtabiliyor olmalarıdır: durumları kontrol etmek ve gerektiğinde devreye girmek. Annemizin ev içi dengeleri nasıl idare ettiğini seyrederken işin tüm püf noktalarını kapıyoruz.


Bunu iş hayatına adapte etmek ya da etmemek ise size kalmış. Bununla birlikte analitik zekaları ile duygusal zekalarını bir arada kullanabilmeleri ve aynı anda birden çok konuyu yönetebilmeleri de kadınların artıları olarak sayabileceğimiz kriterlerdir. Ancak unutmamak gerekir ki kadın ve erkek bir dengedir. Uyum içinde çalışıldığında, ortaya çok yönlü başarı hikayeleri çıkar.


Genç iş kadınlarına tavsiyeleriniz nelerdir?


Hedeflerinizi belirlerken tek kriteriniz hayalleriniz olsun, toplumun ya da çevrenizdekilerin sizden ne istediği değil. Kendinize büyük hedefler koymaktan çekinmeyin. Çizgi üstü bir hayatın anahtarı, çizgi üstü bir kişi olmaktan geçer. Kişisel gelişiminizi daima birinci sırada tutun.


İş hayatındaki kadınların şikayetçi oldukları konulardan biri de kadın yöneticiler. Kadınların iş hayatında hemcinslerine zarar verdiği şeklinde bakış açısı mevcut. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?


Bu sizin de söylediğiniz gibi yalnızca bir bakış açısı. Bunun cinsiyetten ziyade kişilerin karakterleri ile ilgili olduğunu düşünüyorum.



Gayrimenkul sektöründe kadın ve erkek bakış açıları arasındaki farklılıklar nelerdir?


Gayrimenkul sektörüne yaklaşım kadınlar arasında da, erkekler arasında da sosyal ve ekonomik koşullara göre farklılık göstermektedir. Şartlar geliştikçe gayrimenkul yalnızca yaşam alanı olarak değil, yatırım aracı olarak da değer görmektedir. Kadın ve erkek yaklaşımı arasında keskin hatlarıyla bir fark var diyemesem de, kadınların sektöre bakışının erkeklere oranla daha çok yaşam alanı çerçevesinden olduğunu söyleyebilirim.


Oturacağınız evi seçerken kriterleriniz neler olmuştur?


Oturacağım evi seçerken göz önüne aldığım en önemli kriter yaşayacağım semtti. Evin uyum içerisinde, güven ve huzurla yaşayabileceğim bir semtte olmasına özen gösterdim. Bir saray da yaratsanız huzur içinde yaşayamadığınızda anlamı kalmaz. Bununla beraber teknik olarak tüm güvenlik ve kalite koşullarını sağlıyor olması ve günlük hayatı yaşayış biçimimle uyum teşkil etmesi de bir o kadar önem teşkil etmiştir..


Evinizi dekore ederken gözettiğiniz olmazsa olmazlar nelerdir?


Benim yaşayacağım evin dekorasyonu yalın ve şık olmalıdır. Aynı zamanda değişime adapte olabilmelidir (benim gibi). Küçük bir parçayı değiştirerek evin tüm havasını değiştirebilmeme olanak sağlayacak esneklikte olmalıdır.


Moda gelir geçer. Sizin evinizde her daim görmekten hoşlandığınız parçalar, taşındığınız her eve götürdüğünüz eşyalar nelerdir?


Kitaplarım, dergi koleksiyonum ve “işte bu” diyerek aldığım parçalar. İnsanın “işte bu” diyebileceği zamansız parçalara rastlaması kolay olmuyor. Gardırobunuzdaki klasikler gibi bu bazen bir vazo oluyor, bazen tablo ama her mekanda kendine yer bulabiliyor.


İstanbul’da oturmak için hangi semti ve neden seçersiniz? Yatırım yapmak için hangi semti seçersiniz?


Biz eşimin işyerine rahat ulaşımı, sakinliği ve doğa içerisinde oluşu kadar, benim şehir içindeki aktif yaşantıma da uyum sağlaması açısından seçimimizi Çekmeköy’den yana kullandık. Yatırım amacıyla gözüme çarpan yerler ise; hızlı bir yenilenme içine giren Kadıköy, şehrin Gebzeye doğru ilerleyen yadsınamaz büyümesi ve Alibeyköy bölgesinin yenilenmeye başlayan yüzünü aklıma ilk gelenler.


Son dönem modern yaşam alanlarında sizce kadınlar ve çocuklar için neler projelere neler dahil olmalı?


Ağaçların yalnızca peyzaj bütünlüğünün sağlanması amacıyla değil, ekolojik sistemin bütünlüğünü koruyacak sayıda ve sıklıkta olduğu; evde televizyon başında değil dışarda hayatın ve doğanın içinde aktivitelerin mümkün olduğu çevreler ve projeler sanıyorum yalnız kadın ve çocuklar için değil, herkes için önem arz etmektedir. Parçası olduğumuz doğaya saygı gösteren projelerin çoğalmasını diliyorum.


Yaşamınızda bir kadın olarak evde zamanı en çok siz geçiriyorsunuz bu sebeple evde ve site yaşamında nasıl bir konfor ve kolaylıklar olsaydı tercihlerinizi daha rahat yapardınız?


Tam olarak bu sorunun cevabı değil sanıyorum ancak, yeri gelmişken söylemek isterim. Kadının daha üretken olmaya başladığı bir dönemde yaşıyoruz. Çalışan kadın ev düzenini de çalışmıyormuşçasına yerine getirmeye çalışıyor. Bir yandan da evdeki hünerlerini üretkenliğe çeviren ve bundan gelir elde eden kadınlar var. Bu iki grup kadın şehirde çok daha rahat bir araya gelirken, güzel doğa içinde bir hayat istiyorum diyenler aradıkları projeleri şehir merkezinden uzakta bulabiliyor ve bu bir ayrışma yaratıyor. Sakin ve düzenli bir hayat için şehrin bu kadar dışına çıkmak zorunda kalmamalı. Diliyorum bu projelerdeki düzen, sakinlik ve olanaklar şehir içine de sirayet etsin.


Ev satın alma kararında bir kadın olarak etkili olduğunuzu düşünüyor musunuz?


Şüphesiz. Sağlıklı iletişim halinde olan her çift için bunun ortak memnuniyet çerçevesinde verilecek bir karar olduğunu düşünüyorum.